"Paralel yapı"yı çökertmek için…

A -
A +
Başbakan Erdoğan dünkü grup konuşmasında, "17 Aralık siyasi operasyonu"yla ilgili çok çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Bu konuşmadan sonra herhalde netleşmeyen bir şey kalmadı. Başbakan "Demokrasimize yönelik en büyük, en ağır ve aynı zamanda en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi. Çok yoğun bir karalama kampanyası, çok yoğun bir dezenformasyon, tam bir algı operasyonu" sözleriyle operasyonun amacını, yapılış biçimini ortaya koydu. İçerdeki bir otonom yapının; dışardan yönetilerek bir yandan hükümetin yıpratılmaya çalışıldığını, diğer yandan da Türkiye'ye ilişkin planların uygulamaya konulduğuna işaret etti. Erdoğan, "Türkiye üzerine kimin ne hesabı varsa, nasıl çirkin emeli varsa, bu operasyonun içine dahil ederek, arzularını yerine getirmeye çalıştılar" sözleriyle de operasyonun boyutlarına ilişkin bilgi verdi. Devlet içerisindeki paralel yapının dışardan aldığı talimatla önce malum medyaya gizlilik kaydı olan fotoğraf ve görüntüleri servis ettiğini, onların da anında yayına soktuğunu, muhalefet partilerinin hemen harekete geçtiğini, belli sermaye çevrelerinin dışarıyla irtibatlı olarak devreye girdiğini ve bir algı operasyonu ile hükümete çamur bulaştırmaya çalışıldığını anlattı.
Başbakan'ın "Sahte ihbar mektuplarıyla, yasa dışı dinlemelerle, sahte delillerle, tasarlanmış ve ayarlanmış bir kısım yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkûm edildiklerini bugün çok daha belirgin bir şekilde görebiliyoruz" sözleri de, ibretlik sözler. Yargı içindeki otonom yapının neler yapabileceğine ilişkin bir değerlendirme. Bu değerlendirmenin yüzde biri isabetli ise yargının içinde bulunduğu durum vahimdir. Bu yapının yaptığı tüm eylem ve işlemlerin yeniden gözden geçirilmesi ve bu yapının derhal durdurulması şarttır, acildir.
Başbakan'ın, "Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Nasıl bir takiyenin, kokuşmuşluğun hüküm sürdüğü ortaya çıkacak" sözleri ise bu yapının tasfiyesine yönelik kararlılığını gösteriyor. Yargının bağımsızlığının sağlandığına ancak yargının tarafsızlığı konusunda sorun olduğuna işaret eder.
Başbakan, "Eğer yargının bir kısmı, tarafsızlığını yitirmişse, siyasi operasyonlara hukuk kılıfı giydirmekle meşgulse, siyasi mücadelenin tarafı olmuşsa, özellikle de vicdanını bir kenara bırakmış, adına karar verdiği milleti bir kenara bırakmış, bir örgüt adına faaliyet gösterir hale gelmişse, öncelikle konuşacağımız mesele yargının tarafsızlığı meselesidir" diyor. Başbakan yeni Anayasa çalışmaları sırasında HSYK'yı; yargıda tarafsızlığı ve bağımsızlığı tesis edecek şekilde tasarladıklarını, bunun için adım attıklarını belirtti.
Başbakan hükümete karşı devlet içine yerleşen paralel bir yapının, siyasi bir operasyon yaptığını söylüyor. Peki 17 Aralık'tan bu yana hükümet bu siyasi operasyona karşı hangi siyasi adımı attı? Emniyette birkaç şube müdürünün, bazı polis amirlerinin yerlerini değiştirerek, bu otonom yapının operasyonlarını engelleyemezsiniz. Bu nedenle hükümet hiç vakit kaybetmeden bu otonom yapıyı devletten tasfiye edecek veya zararsız hale getirecek tedbirleri hızla almalıdır. Bu nedenle HSYK düzenlemesi acil ve elzemdir. Tabii ki, muhalefetle anlaşarak bir düzenlemenin yapılması işin idealidir. Ama muhalefetin oyalamasına, zaman kaybettirmesine de izin verilmemelidir. Bu ülkede yaşayan herkes Başbakan Erdoğan'ın dünkü konuşmasını tekrar tekrar okumalı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.