Yeni dönemin ipuçları

A -
A +
Hükümet, HSYK ile ilgili hazırladığı düzenlemenin bir bölümünü sayın Cumhurbaşkanı'nın telkini ile dondurdu. Cumhurbaşkanı, HSYK ile ilgili düzenlemenin tüm partilerin katılımı ile Anayasa değişikliği yapılarak çözülmesini istiyordu. Ana muhalefet partisi CHP yaptığı açıklamalarla bu öneriye yeşil ışık yakınca, Hükümet; Meclis Genel Kurulu'na kadar getirdiği teklifin ikinci bölümünü dondurdu. Amaç doğan uzlaşma umudunu değerlendirmekti. Ama ben o günlerde de yazdım; CHP'nin amacının işi oyalamak olduğunu, samimi olmadıklarını söylemiştim. Gerçekten de ana muhalefet sözünde durmadı, HSYK konusunun Anayasa değişikliği ile çözümü konusunda hiçbir adım atmadı, sessizliğe büründü. Tam da düşündüğümüz gibi HSYK üyelerinin bir bölümü, hükümetin değişiklik girişimini durdurmak için hükümetin beklediği bazı adımları attılar. Ama Bakan, kendilerini toplantıya çağırdığı halde ipe un serdiler, saçma sapan mazeretlerle toplantıya katılmadılar. Nasıl olduysa hepsi aynı anda hasta olmuş, rapor almışlar. Yakışıyor mu bu durum hukuk adamlarına? Devleti çalıştırmamak, devlet çarkını kilitlemeye çalışmak kimin hakkı olabilir? Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç daha önce belirtmişti; "Eğer muhalefet ile HSYK düzenlemesi konusunda bir adım atamaz isek kendi teklifimizi tekrar gündeme getirip yolumuza devam ederiz." Nitekim Hükümet, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da teşviki ile böyle bir uzlaşma için her yolu denedi. Ama muhalefet yanaşmadı. Hiç kimse siyasi iktidarın kendisine yapılan bir siyasi operasyon karşısında eli ayağı bağlı beklemesini isteyemez. Hükümet hem Cumhurbaşkanı'nın hem de AB'nin çekincelerini giderecek düzenlemelerle HSYK teklifinin kalan kısmını da Genel Kurul'da görüşmeye açacak. Bu konuda asla geri adım atılmamalıdır.
Başbakan'ın dünkü grup konuşmasındaki bazı sözleri yeni bir döneme girdiğimizin ipuçlarını verdi. "Bir Müslüman diğer bir Müslümanın mahremine girip, kaydedip bunu yayabilir mi? Artık yeter, yetti! Mademki onlar yazıyor; çiziyor, dinliyor artık biz de hem konuşacağız, hem adımlarımızı atacağız" sözleri ile Başbakan, Hizmet Hareketi'nin lider kadrosu ile köprüleri atmış. Başbakan, ses kaydı, kaset, görüntü her ne varsa "Önünüzdekini ardınıza koymayın, dökün-saçın ortaya. Hodri meydan" diyor. Bu her türlü şantajı, tehdidi elinin tersiyle reddetmektir. Bu her şeyi göze alan bir meydan okumadır.
"CHP'nin ve MHP'nin iradesine bu süreçte ipotek konulmuştur. Gizli görüntü kayıtları, gizli MHP kayıtları her iki partiyi de esir almıştır. Sayın Baykal'ın nasıl gönderildiğini herkes açıkça gördü. Bu oyunun arkasında da paralel yapı vardı. O şekillenme devam ediyor. O şekillenme CHP'nin aday belirleme sürecini de şekillendiriyor" sözleri; irdelenmesi, incelenmesi gereken çok vahim iddialar. Bu iddiaları dile getiren insan bu ülkenin Başbakanı. Eğer bu iddialar doğruysa Türkiye, Türk siyaseti esir alınmış demektir. TBMM, inşallah 27-28 Şubat'ta seçim nedeni ile tatile girecek. Türkiye 1.5 ay boyunca seçim atmosferine girecek. Kemal Bey, Meclis çatısı altında kasetleri, tape'leri okudukça, paralel yapının savcılık görevini sürdürdükçe AK Parti oyları artacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.