CHP;
Mecliste kabul edilip Cumhurbaşkanı'nın onayı ile yürürlüğe giren
HSYK'ya ilişkin düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. HSYK
düzenlemesini engellemek ana muhalefet partisi için çok önemli bir
konuydu. Önce Cumhurbaşkanı yasayı onaylamadan konuyu AYM'ye taşımaya
kalktılar. Görülmemiş, duyulmamış, mevzuatta yeri olmayan bu uygulamayı
haklı olarak Yüce Mahkeme derhal reddetti. Cumhurbaşkanı yasayı
onaylayınca iktidarın Meclisten geçirdiği yasaların çoğunu AYM'ye
götürmekte uzman olan CHP, HSYK yasasını da hemen AYM'ye taşıdı. Ama AYM
toplandı ve CHP'nin bu konudaki müracaatını ikinci kez reddetti.
AYM'nin bu seferki gerekçesi müracaat dosyasındaki eksiklikler. Eh be
kardeşim, madem HSYK kanununun durdurulması sizin için bu kadar önemli
nedir yaptığınız bunca acemilik ve beceriksizlik! Yıllardır en iyi
yaptığınız iş AYM'ye gitmek. En iyi bildiğiniz işi bile yüzünüze
gözünüze bulaştırdınız. Millet haklı olarak soruyor, bir itiraz
dilekçesini ve dosyasını bile hazırlamaktan aciz olan bir siyasi partiye
bu ülkenin yönetimini nasıl bırakalım? Partisini yönetmekten aciz bir
lidere bu ülkenin yönetimi bırakılabilir mi? Hadi millete cevap verin.
En ünlü hukukçular CHP'de milletvekili ama bir dosyayı hazırlamaktan
acizler...
TBMM cumartesi gününden itibaren yerel seçimler nedeniyle
tatile girdi. Bugünden itibaren Türkiye, seçim atmosferini hissedecek.
Bir ay boyunca tüm siyasi partiler ve belediye başkan adayları
kendilerini, projelerini, gelecek 5 yıla ilişkin perspektifleri seçmenle
paylaşacak. Seçimin medeni bir ortamda geçmesi, demokratik yarışın
demokrasi ve hukuk kuralları içinde yapılması için ülkesini seven herkes
çaba sarf etmelidir.
Kimse siyasete dışarıdan müdahale etmemeli.
Herkes sandığın gücüne inanmalı ve iktidar istiyorsa, güç istiyorsa,
yönetmek istiyorsa gidip bunu milletten talep etmelidir. Bürokratik
vesayetin gücüne güvenerek küresel aktörler ve onların yerli
distribütörlerinin desteğine güvenerek iktidara gelmek zor artık,
gelinse de orda milletin desteği olmadan kalmak çok zor.
İktidardan
şikayetçi olanlar, başbakanı ve hükümeti beğenmeyip birilerinin
dolduruşu ve teşviki ile sokağa dökülenler işte sandık önünüze geliyor.
Ne diyecekseniz, ne yapacaksanız sandıkta oyunuzu kullanarak yapın. Camı
çerçeveyi indirip sokakları savaş alanına çevireceğinize, medeni
insanlar gibi sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Sonra da sandıktan
çıkan sonuca saygı gösterin.
17 Aralık sürecinde gözaltına alınanlar
tahliye edildi diye yeri göğü inletenleri anlamakta zorlanıyorum.
Mahkemenin gerekçeli kararı çıkana kadar tahliye de edilse, tutuklu da
olsa ne suçludur, ne de sütten çıkmış ak kaşıktır. Daha düne kadar
'yargılama süreçleri tutuksuz devam etmeli' diyenler neden bugün
tahliyelere karşı çıkıyorlar? İlkelerinizi, prensiplerinizi kişilere ve
olaylara göre değiştirirseniz sahte demokrat olduğunuz hemen anlaşılır.
Meclis
tatile girerken, çok önemli bir demokratikleşme paketini hayata
geçirdi. Suni gündem nedeniyle kamuoyunun gözünden kaçtı ama çok önemli
düzenlemeler yapıldı. Seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propagandanın
yapılabilmesi, siyasi partilerin teşkilatlanmalarının kolaylaştırılması,
yüzde 3 ve yukarısında oy alan siyasi partilerin Hazine yardımından
yararlandırılması, farklı dil ve lehçelerde özel okullarda eğitim ve
öğretim yapılabilmesi, yaşam tarzına müdahalenin suç kapsamına alınması,
nefret suçunun kanun kapsamına alınması, köylere eski isimlerinin
verilmesi, kurban derisi, fitre ve zekat tekelinin kaldırılması gibi çok
önemli ve demokrasimize nitelik kazandıracak adımlar atıldı. Hayırlı
olsun.