ABD'nin
eski Türkiye Büyükelçileri Abromovic ve Edelman'ın başkanlığında
hazırlanan 'Türkiye'nin Yerel Seçimleri' raporunda Başbakan Erdoğan'a
ağır eleştiriler yöneltilmiş. ABD'nin Neo-Conları ve Yahudi Lobisi oldum
olası Tayyip Bey'i sevmedi. Buldukları her fırsatta çelme takmaya
çalıştılar. Türkiye'de Erdoğan'a karşı her muhalif harekete ve eyleme
destek verdiler. İçeride ve dışarıda Erdoğan karşıtı cephenin büyümesi
için her yolu deniyorlar. Filistin davasına sahip çıkan, Gazzelilerin
feryadına kulak veren, Filistin'e uygulanan insanlık dışı ablukayı
kırmaya çalışan, mazlum milletlerin sesi olan bir lideri, bu lobinin
sevmesini zaten kimse beklemiyor. Erdoğan'ı iktidara bu lobi değil,
millet getirdi. Bu lobi Erdoğan'a her saldırdığında millet Tayyip Bey'i
koruması altına alıyor. 17 Aralık siyasi operasyonunun amacını fark eden
Anadolu, Erdoğan'ın etrafında tekrar kenetlenip O'na koruma duvarları
örmüş durumda.
Bir yandan DHKP-C diğer yandan PKK ve KCK
30 Mart gününe kadar şiddeti tırmandırıp sandığı etkilemeye çalışıyor.
KCK Yürütme Konseyi, "AK Parti artık muhatabımız değildir" açıklaması
yapmış. AK Parti'nin de muhatabı Karayılan değil Kürt kökenli
vatandaşlarımızdır. İktidar partisi vatandaşların taleplerini yerine
getirmeye ve AB üyesi bir ülkede olması gereken demokratik standartları
oluşturmaya çalışıyor. Huzurlu bir Nevruz haftasını bu millete çok
görenler mırıldanmaya, tehdit etmeye başladılar. Çözüm süreci ile
birlikte bölgede oluşan bahar havasını, barış havasını her kim bozmaya
teşebbüs ederse ağır bedel öder. Bölgede yaşanan baharı kışa çevirmek
isteyenlere, bölge insanı başta olmak üzere kimse izin vermemelidir.
Bölgedeki huzurun devam etmesi için gençlerin ve annelerin özel gayreti
lazım.
Kimse provokasyonlara alet olmasın. Çevrede insanları
tahrik edip sokağa dökmek isteyen bir sürü provokatör tetikte bekliyor.
Sandıktan, seçimden kısacası millet iradesinden umudunu kesenler tıpkı
12 Eylül Darbesi öncesinde olduğu gibi insanları sokağa dökerek, kardeşi
kardeşe kırdırarak ülkeyi yönetilemez hale getirmeye çalışıyorlar.
Siyaset mühendisleri harıl harıl çalışıyor. Bu mühendisler cenazeleri,
dezavantajlı sosyal kesimleri kullanmayı işlevsel buluyorlar. Çözüm
süreci nedeniyle PKK'yı kaybettiklerini düşünen aktörler onun yerine
DHKP-C'yi ikame etmeye çalışıyorlar. Türk-Kürt çatışmasını
başaramıyorlar. Şimdi Alevi-Sünni çatışmalarını tedavüle sürüyorlar.
Bazı yayın organları ve gazeteler, yeminli Erdoğan düşmanı kalemler
yayınları-yorumları ve yazıları ile kitleleri ajite ediyorlar. Acılar
siyaseten araçsallaştırılıyor. Mehmetçik cenazelerinden ümitleri
kesilenler kentlerin kan gölüne dönmesine çanak tutuyorlar.
Türkiye'den
bir Mısır, bir Ukrayna çıkmaz! Milletten alamadığınız gücü-iktidarı
gençleri, Alevileri, Kürtleri kışkırtarak, sokağa dökerek, onların
sorunlarını istismar edip onları tahrik ederek, şiddeti mubah gören bir
yaklaşımla elde edemezsiniz.
Herkes çocuğuna sahip çıksın,
bırakmayın çocuklarınızı sokağa. Çünkü her köşebaşında birçok
ajan-provokatör, kullanmak için onları bekliyor. Sosyal medya üzerinden
evlatlarınız tahrik ediliyor. Bu haysiyetsizler çocuğunuzu el bombası
gibi kullanıyor. Sokakları savaş alanına çevirip ülkeyi yönetilemez hale
getirmek istiyorlar. Bunun için de özellikle çocukları ve gençleri,
Alevi ve Kürt kardeşlerimizi kullanmaya çalışıyorlar. Kimse bu oyuna
gelmesin, boşa çıkarın bu oyunları. Herkes sandığa gitsin ve iradesini
ortaya koysun...