Ülkemiz
büyük bir demokrasi sınavı verdi. Çok şükür cehaletten, hazımsızlıktan
kaynaklı bazı münferit olaylar dışında seçim kazasız, belasız ve
şaibesiz sonuçlandı. Adil, şeffaf ve şaibesiz bir seçimi
gerçekleştirdiğimize tüm medeni dünya şahitlik etti ve sonuçlar
açıklandıktan sonra da takdirlerini bildirdiler.
Bu
seçimin tartışmasız kazananı, en önemli galibi Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'dır. Başbakan 8'de 8 yaptı. Her seferinde de oylarını artırdı.
Bu seçimde de oylarını 7 puan artırdı. En yakın rakibine 18 puan fark
attı. Bu seçimin kaybedeni Sayın Erdoğan'ın deyimi ile "Siyasete siyaset
dışı yöntemlerle rota çizmeye kalkanlar." Bu siyaset mühendisleri ile
iş birliği yapan siyasi partiler de bu seçimin kaybedeni.
Milletin
gönlünde taht kuran, gecesini gündüzüne katarak fedakârca milletine,
ülkesine Türk-İslam dünyasına, mazlumlara hizmet eden bir lidere hiçbir
kanıta-belgeye ve mahkeme kararına dayanmadan 'hırsız' deme cüretini
gösterenler, "Kaçıp ülkeyi terk edeceksin" diyecek kadar gözü dönmüş
olan siyasi kişilikler kaybetti.
Ülkemizi ses kayıtları ile
ajanlık faaliyetleri ile parmağında oynatmaya kalkan uluslararası güçler
ve onların yerli taşeronları kaybetti. Millet Başbakanına sahip çıktı.
Yapılan araştırmalar AK Parti'ye oy verenlerin lidere, hizmet ve icraata
oy verdiğini ortaya koyuyor.
Seçimin adil ve şeffaf
gerçekleşmesi için gösterilen tüm gayretlere rağmen seçim sonuçlarını
henüz hazmedemeyen, kendi başarısızlığına kılıf arayan bazı siyasetçiler
ve adaylar sonuçlara gölge düşürmek, halkta şaibe şüphesi uyandırmak
için tehlikeli yollara başvuruyorlar. Sosyal medyayı kullanarak kendi
yandaşlarını sokağa dökmeye, Yüksek Seçim Kurulu'nun önüne barikat kurup
caddeleri trafiğe kapatıp Kurul'a baskı yaparak sonucu etkilemeye
çalışıyorlar. Biz bu filmi her seçimden sonra seyrediyoruz. "Oylarımızı
çaldılar, torbaları kaçırdılar, ben gördüm-duydum-mesaj geldi" gibi
şehir efsaneleri kaybeden adaylarca piyasaya sürülür. Şu anda Ankara'da
seçimi kaybeden CHP aynı şeyleri yapıyor. CHP'nin Ankara'da günler
öncesinden başlattığı "Seçim sandıklarında hile yapılacak" söylentisi
herhalde bugünün altyapısını hazırlamaya yönelik bir ön girişimmiş.
Seçimin sona erdiği saatten bu yana CHP adayı iki kez başkanlığını ilan
etti. Algı yönetimi ile mağlubiyete kılıf oluşturulmaya çalışılıyor.
Ankara'da CHP adayı ve teşkilatları sosyal medyadan attıkları twitlerle
çok tehlikeli sonuçlar verebilecek provokasyonlar yapıyorlar. Sonra da
'günah çıkarır' gibi 'sükûnet' telkin ediyorlar. Hepimiz biliyoruz ki
oyların işlendiği ve tüm parti temsilcilerince imzalanan sandık kurulu
tutanakları ve birleştirme tutanakları her partide var. Her parti iki
gündür defalarca bu tutanakları inceleyerek sonuçların ne olduğunu
gördü. Bu tutanaklara göre, AK Parti adayı 32 bin oy farkı ile Ankara'yı
kazandı. Birleştirme tutanaklarında maddi hatalar hariç ne olabilir ki?
Onlara da itiraz edersiniz, seçim kurulları onları düzeltir. AK Parti
İl Teşkilatı bu tarzdaki maddi hatalar nedeniyle oylarının 10 bin eksik
olduğunu söylüyor. Ben CHP Ankara Teşkilatı'nın yerinde olsam bu işi
daha fazla kaşımam. Eğer ben bu işi ve Ankara'yı birazcık biliyorsam her
sayımda AK Parti'nin oyunun artacağını söyleyebilirim. Sandığın başında
AK Parti'den, CHP'den, MHP'den ve paralel yapıdan olmak üzere
müşahitler vardı. İnsanları sokağa dökmek, sandıkta milletten
alamadığını sokakları terörize ederek almaya çalışmak Sol'un
geleneklerinde olabilir ama Mansur Bey'e yakışmıyor.