Normal gündemimize dönelim

A -
A +

Bütün itirazlara, mızıkçılığa ve sandığa şaibe düşürme çabalarına rağmen ülkemiz mahalli seçimlerde başarılı bir sınav verdi. Adil ve şeffaf bir seçim gerçekleştirdi. Bazıları ortaya çıkan sonuçları hazmetmekte zorlansa da Türkiye, bu demokrasi sınavını başarı ile atlattı. Ana Muhalefet Partisi CHP'nin seçim sonuçlarını şaibeli hale getirme gayretlerini ibretle izliyoruz. Sonuçlara hukuk içinde kalarak itiraz etmek en doğal hakları. Ama Ankara örneğinde olduğu gibi seçmeni sokağa dökmek, YSK'yı kuşatıp baskı altına almak ve seçim sonuçlarını şaibeli hale getirme çabaları hoş karşılanabilecek şeyler değil. Hukuk içinde itiraz haklarının kullanımına 'evet' ama algı operasyonuna, tahriklere ve kışkırtıcılığa, sandığa olan inancı yok edip insanları sokağa dökmeye 'hayır'.

Artık bu tartışmalara son noktayı koyup normal gündemimize dönmemiz gerekiyor. Ama öyle görülüyor ki; AYM'ye başvuru dahil CHP, sandıkta milletin vermediğini mahkemede almak  için sonuna kadar çaba harcayacak. Bu alışkanlık CHP'nin geleneğinde var.
Bugünden başlayarak ülkemizin birinci gündem maddesi Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşık 4 ay var. CHP, MHP ve Gülen Hareketi, Gülencilerin organizasyonunda ortak bir aday çıkarmaya çalışacaklardır. Gülen Hareketi'nin çabası ile bu koalisyona BBP ve SP de katılabilir. Ancak MHP bu kez bu koalisyonda yer almayabilir. Eğer ortak aday milliyetçi-muhafazakâr biri olursa o zaman iş değişir. Onun dışındaki seçeneklere mesafeli durabilirler.
Ülkemizin diğer gündem başlıkları, seçimden sonraya ertelenen reformların hayata geçirilmesi ve ekonomi olacaktır. Dezavantajlı gruplar olarak bilinen Kürtler ve Alevi vatandaşlarımızın talepleri ile ilgili ciddi bir reform beklentisi vardır.
Hükümet, özellikle Alevi vatandaşlarımızın taleplerine öncelik vermelidir. Geçmişte Sayın Faruk Çelik'in aldığı mesafe önemsenmelidir. Yabancı istihbarat servisleri ve DHKP-C terör örgütü bu vatandaşlarımızı sokağa dökmek, şiddet olaylarına bulaştırmak için ciddi çaba sarf etmektedirler. Her zaman sağduyusunu muhafaza etmiş olan ve kendini kullandırmayan bu insanları daha fazla yalnız bırakmamak lazım. Onların seslerine-sıkıntılarına kulak vermek lazım.
Bir yandan cesaretle çözüm sürecini devam ettirmek diğer yandan da hiçbir korku ve komplekse kapılmadan Alevi kardeşlerimizin sorunlarını hızlıca çözmek lazım. İktidar partisi bu iki sorun alanında cesur çözümler üretirse hem ülkenin millî güvenliğini hem de kendi geleceğini teminat altına alır.
Bir yanda Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları, diğer yandan mahalli seçimlerden sonraya ertelenen reformlar gündemimizi belirlerken bir yandan da devletin stratejik kurumlarının yeniden inşasını tartışacağız bu süreçte. MİT Müsteşarı ve müsteşar yardımcılarının tutuklanma girişimleri ile açığa çıkan, 17 Aralık-25 Aralık operasyonları-MİT TIR'larının durdurulması ve Dışişleri Bakanlığı'ndaki kritik toplantının dinlenmesi ile varlığı kesinleşen paralel yapının devletteki varlığına neşter vurulması kaçınılmaz. Emniyet'ten, İstihbarat birimlerine, Yargıdan, TÜBİTAK'a kadar devlet kurumları yeniden inşa edilecek. Kantarın topuzunu kaçırmadan, işi cadı avına çevirmeden hukuk dairesinde kalarak devlet kurumlarında yanlış işler yapan paralel yapı temizlenecek. Bu, devletin güvenliği ve bekası için kaçınılmaz bir durum. Tüm bu faaliyetler yapılırken ekonomiyi unutmamak lazım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.