"Cumhurbaşkanı
kim olmalı?" sorusu bugünden itibaren gündemden düşmüştür. Türkiye'nin
son 13 yılına kim damgasını vurduysa, son 13 yılda en çok kim çalışmış
ve bu ülkeye hizmet etmiş ise, en büyük riskleri kim almış ve en cesur
kararları kim vermiş ise ve en önemlisi bu milletin gönül tahtında kim
en fazla yer edinmişse o isim cumhurbaşkanlığını hak etmiştir. Bu isim
de tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Kendisi cumhurbaşkanı olmak
isterse, başta mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül olmak üzere bizim
dünyamızdaki insanlar gönülden destek vereceklerdir. Seçmenin neredeyse
yüzde 70'ini oluşturan sağ cenahtan kendisine rakip çıkmayacaktır.
Peki, kendisi aday olmak isteyecek midir? Bence istemelidir. Kendisi bu
makamı fazlasıyla hak etmiştir.
Üç dönem kuralının kalkmasını
isteyenler Sayın Erdoğan'ın bir dönem daha Başbakan olarak kalmasını
istiyorlar. Güya ülkeyi ve partiyi düşünerek bunu istediklerini
söylüyorlar. Bence sadece kendilerini düşünüyorlar. Tayyip Bey, halkın
oylarıyla, millî iradeyle Çankaya'ya çıkacak bir cumhurbaşkanlığı
görevini istemelidir.
Halkın oyu ile seçilecek olan bir
cumhurbaşkanı hem mevcut yetkilerini çekinmeden kullanır hem de otomatik
olarak başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçiş kendiliğinden
sağlanmış olur. Şu anki yetkileri arasında Meclis'i feshetmek ve
Bakanlar Kurulu'nu toplamak gibi olağanüstü yetkiler olduğu düşünülürse,
bir de buna millî iradenin tecellisi ile o göreve gelmeyi eklerseniz
halkın seçtiği cumhurbaşkanının sembolik bir makamın ötesine geçeceği ve
yürütmenin başı gibi hareket edeceği kaçınılmazdır.
TBMM Başkanı
Cemil Çiçek, "Mevcut sistemle yüzde 50 ile seçilecek yetkili
cumhurbaşkanı ile çok etkili başbakan yetki problemi çıkarır" demiş. Bu
tespitte hata yok ama bu problem cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2015
yılında yapılacak genel seçim arasındaki 10 aylık sürede gerekli yasal
düzenlemeler yapılarak giderilebilecek bir sorun. Halkın cumhurbaşkanını
seçmesi ile birlikte zaten fiilen yarı başkanlık veya partili
cumhurbaşkanlığı modeline geçilmiş olacak. Halkoyu ile Köşk'e çıkacak
cumhurbaşkanı ile başbakan arasında yetki çatışmasının çıkmaması için
gerekli Anayasa değişikliği yapılarak başkanlık, yarı başkanlık ya da
partili cumhurbaşkanlığı yöntemine Türkiye geçmek durumundadır.
Başbakan
Erdoğan, halkın seçeceği cumhurbaşkanının sembolik bir makamda
olmayacağının mesajını bakın nasıl veriyor: "Cumhurbaşkanını ilk kez
halk seçecek. Anayasa, cumhurbaşkanını yürütmenin başı olarak görüyor.
Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak. Protokol
cumhurbaşkanı değil terleyen koşan, koşturan cumhurbaşkanı..."
Sayın
Başbakan'ın halkın oyları ile seçilecek cumhurbaşkanının görev ve
yetkileri, pozisyonu ile ilgili mesajı çok açık. Siyasi ve ekonomik
istikrarın devamı ve Türkiye'nin çıkarları için Tayyip Bey mutlaka
cumhurbaşkanlığını istemelidir. Ayrıca Tayyip Bey'e gönül verenler de
onun aday olması için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Ne diyor Bahçeli:
"Her vatandaş cumhurbaşkanı olabilir ama ne var ki Recep Tayyip
Erdoğan'dan olmaz." Hadi canım sen de, bırak ona millet karar versin.
Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını en çok
muhalefet partileri istemelidirler. Çünkü o, AK Parti'nin başında
kaldıkça onlara ekmek yok!..