Millî İstihbarat
Teşkilatı (MİT) 1980 darbesinden sonra 1984'lü yıllarda çıkarılmış bir
yasa ile yönetiliyor. MİT'in bu yasadaki görev alanı sınırsız ve muğlak.
Teşkilatın varlığı; görev ve sorumlulukları, yetkileri yasa ile değil
maalesef yönetmenliklerle düzenlenmiş. Teşkilat bu muğlaklığı zaman
zaman kullanmış.
Devlet çözüm sürecini bir Millî Güvenlik
Kurulu kararı haline getirmiş, bu sürecin örgütle ilişkili boyutunu
sürdürme görevini MİT'e vermiş. Oslo sürecinden başlayarak İmralı
görüşmeleri dahil çözüm sürecinin başarıya ulaşması için MİT müthiş bir
performans gösterdi. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması birilerini
rahatsız etti. O birileri paralel yapıyı kullanarak, MİT'in önünü
kesmeye kalktılar. Hükümet haklı olarak çözüm sürecini hem de Teşkilatı
'paralel savcılar'dan korumak ihtiyacını hissetti.
İstihbarat
alanındaki başıboşluğu gidermek, MİT'in faaliyetlerini şeffaflaştırmak,
Teşkilatın modern ülkelerdeki gibi yurt dışı görevlerde çalışabilmesinin
önünü açmak ve kurumun çağın gereklerine ayak uydurmasını temin etmek
için Hükümet MİT Yasası'nı yeniden düzenlemeye karar verdi. Yeni yasa
ile MİT'in tüm eylem ve işlemleri kanun kapsamına alınıyor. MİT'in yetki
ve sorumlulukları hukuki meşruiyete kavuşturuluyor. Seçimden önce
hazırlanan ve 'aceleye gelmesin, seçimden sonra geniş ortamda
görüşülsün' denilen MİT yasa teklifinin görüşmeleri TBMM'de bu hafta da
devam edecek.
Ülkemizin önemli kurumlarından birinin çağın
gereklerine uygun bir yapıya kavuşturulmasından kimse rahatsız
olmamalıdır. Yeni düzenleme ile MİT görevlilerinin yetkileri
belirleniyor. Bakanlar Kurulu'nun MİT'e hangi görevleri verebileceği
yasayla tanımlanıyor. MİT'in görev alanı siber güvenlik, dış istihbarat
ve terörle mücadele gibi başlıklarla sınırlandırılıyor. Teşkilatın diğer
kurumlarla ilişkileri hukuki çerçeve içine alınıyor. Diğer yandan MİT,
Emniyet ve Jandarma dahil tüm istihbarat faaliyetlerine Meclis denetimi
geliyor. İstihbarata millî irade denetimi çok önemli bir yenilik. MİT'le
ilgili bilgilerin-belgelerin ifşasına yönelik ceza gerektiren fiiller
sınıflandırılıyor ve cezalandırmalara da 'uluslar arası standartlar'
geliyor.
Tabii ki bir istihbarat devleti istemeyiz. Ama mevcut
istihbarat teşkilatlarımızın bir yandan uluslararası diğer istihbarat
teşkilatları ile yarışacak kadar güçlü ve donanımlı olmasını isteriz.
Bu, ülkemizin millî çıkarları ve güvenliği için elzemdir. Diğer yandan
istihbarat teşkilatlarımızın tüm eylem ve işlemlerinin hukuki meşruiyete
kavuşturulmasını arzu ederiz. Devletin ve hükümetin talimatı ile çözüm
sürecinde aktif rol alan Teşkilatın Müsteşarı'na kelepçe takmaya kalkan
paralel savcılara karşı tedbir almaz isek kimseden ülke için, millet
için fedakârlık yapmasını bekleyemeyiz.
81 ilin Emniyet
İstihbaratı'nı ele geçirip binlerce insanı kanunsuzca dinleyenler,
birçok insana kumpas kuranlar şimdi deşifre oldular. Onlar ve onların
kalemşorları MİT'ten rahatsız. Yeni yasa ile eski egemenliklerini
kaybedecekler. Muğlaklıklar, ucu açıklıklar ortadan kalkacak. Hesap
sorulabilecek. Diğer yandan Teşkilatı, Mossad'ın, CIA'nin ileri karakolu
olmaktan çıkarıp sadece ülkenin çıkarları saikiyle hareket eden bir
teşkilat haline dönüştürmeye çalışan MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan'dan
da bazı küresel ve bölgesel aktörler rahatsız. Bu rahatsızlık ülkemiz
ve milletimiz için hayırlı bir rahatsızlık.