Ankara'nın yeni gündemi

A -
A +

Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmaları Ankara'da devam ediyor. Artık kimse yeni Cumhurbaşkanı'nın kim olacağını konuşmuyor. Başbakan Erdoğan'ın 10 Ağustos'ta Köşk vizesini birinci turda alacağından kimsenin endişesi yok.

Şu anda Ankara'da tartışılan konu Tayyip Bey Köşk'e çıkınca kim Başbakan olacak? Sayın Abdullah Gül ile Başbakan yer mi değiştirecek? Yoksa başka bir formül mü gündeme gelecek?
Bu konuda birkaç seçenek tartışılıyor. Seçeneklerden biri Bayburt modeli. Bu seçenekte Sayın Gül'ün Bayburt'tan milletvekili seçilmesi ve başbakanlık koltuğunu devralması. Başka bir seçenek 2015 genel seçimlerine kadar Sayın Davutoğlu ve Mehmet Ali Şahin Bey'in başbakanlığı sürdürmesi, Sayın Gül'ün 2015 seçimlerinden sonra başbakanlığa geçmesi. Bu formül için Sayın Gül, bu yıl ekim ayında yapılacak kongrede AK Parti Genel Başkanlığı için aday olacak. Seçilirse, bence rahatlıkla seçilir, partiyi 2015 genel seçimlerine taşıyacak ve genel seçimlerden sonra da başbakan olacak.
Çok ihtimal vermiyorum ama 2015 seçimlerinden sonra AK Parti'nin eş başkanlık sistemine geçebileceği de konuşuluyor. Henüz kimse açık seçik bir biçimde Sayın Gül'ün dahil olmadığı bir senaryoyu konuşmuyor, tartışmıyor.
Ama hiç kimse Tayyip Bey ve Abdullah Bey arasında bir makam-koltuk kavgası ve çekişmesi beklemesin. Bu işler istişarelerle çözülür, halledilir.
Anayasa Mahkemesi'nin başta Twitter bilahare de HSYK konularında verdiği kararlar nedeniyle Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç çok eleştirildi. Köşk adaylığına göz kırptığı bile iddia edildi. Bu yorumlara katılmıyorum. Haşim Bey realist bir insandır. Çok makam mevki heveslisi de değildir. Aklından böyle bir şey geçirdiğini sanmıyorum. HSYK kararı ile ilgili çok tartışmaya gerek yok. Twetter'a ilişkin kararı ben de eleştirdim. Ama bu olup bitenlere bakıp Haşim Bey'i neredeyse ihanetle suçlamak yanlıştır. Haşim Kılıç; milliyetçi-muhafazakâr camiada çok sevilen, çok dua alan bir isimdir. Türkiye'nin bugün geldiği noktada emeği vardır. Yeni Türkiye'nin inşasına çok cesur katkılar koymuştur. Demokratikleşmede emeği vardır. İnanç özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve demokrasiye sıkı sıkıya bağlıdır Haşim Bey. Yanlış yaptıklarında eleştirelim ama bu eleştiriler gönülleri kıracak, kalpleri incitecek kadar sert olmasın. Kadir-kıymet bilmemiz lazım.
"Kendimi Paralel yapı tarafından aldatılmış hissediyorum." Bu sözler Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e ait. Kendini aldatılmış hisseden sadece Sayın Gökçek mi? Belediye başkanlarından bakanlara, Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a kadar herkes kendini aldatılmış hissediyor. Ama Melih Bey'in canının bu kadar neden yandığını biliyorum. Gülen Hareketi söz konusu olduğunda Melih Bey için akan sular dururdu. Hiçbir talepleri Melih Bey'den dönmezdi. Çoğu insan onların referansı ile Melih Bey'e ulaşırdı. Kanun ve yönetmeliklerin izin verdiği tüm imkânları Melih Bey bu Hareket için seferber etti. Gülen Hareketinin hiçbir ferdi o harekete Melih Bey kadar hizmet etmemiştir. Peki onlar ne yaptılar? Ankara'da Melih Bey'in seçim kaybetmesi için ellerinden ne geliyorsa fazlasıyla yaptılar. Nankörlüğün dik alasını yaptılar. Ama olsun bazen bir musibet bin nasihatten evladır. Melih Bey'e bunları yapanlar korkarım ki herkese her şeyi yaparlar. Allah ıslah etsin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.