Diyarbakırlı anneleri duyun

Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları Avrupa'da siyasal sarsıntılar oluşturuyor. Yabancı düşmanı, ırkçı partiler oylarını artırdı. Avrupa sağa kayıyor. Avrupa'nın tarihinde bu var. Ne zaman ki Avrupa'da ekonomik kriz çıksa, işsizlik artsa Avrupa hemen içe kapanır. Yabancı düşmanlığı hortlar ve ekonomik krizin faturası etnik ve dinî azınlıklarla, yabancılara çıkarılır. AP seçimlerinde katılım çok düşük. Katılım oranı yüzde 43, katılmayan yüzde 57. AB projesine karşı çıkanlar sandığa inatla gitti. AB projesini benimseyenler sandığa ilgi göstermedi. Kısacası Avrupa sağa kaymış görünüyor. Bu durum bizim çok lehimize değil. Bu sonuçlar bizim hem üyelik müzakerelerimizi negatif etkileyecek hem de Avrupa'da yaşayan soydaşlarımız için gelecek günler daha sorunlu olacaktır...
Dün Grup konuşmasında Başbakan Erdoğan da dile getirdi. PKK'nın kaçırdığı çocuklar meselesi Diyarbakırlı, Güneydoğulu annelerin en büyük acılarından biri. Eskiden bu acılarını dile getirme imkânı ve ortamı yoktu. Çözüm sürecinin sağladığı bahar iklimi sayesinde acılı annelere cesaret geldi ve isyanlarını kamuoyu önünde dile getirmeye başladılar. Bu anneler günlerdir Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapıyorlar. Başka annelere objektiflerini, kameralarını anında yönelten yerli ve yabancı medya her nedense evlat acısıyla kıvranan bu annelerin çığlıklarını duymazlıktan geldi, onların eylemini ısrarla görmüyorlar. Bilindiği gibi PKK, örgütün dağ kadrosuna eleman kazandırmak için 12-15 yaşları arasındaki birçok çocuğu dağa götürdü. Her ne kadar BDP milletvekilleri bu çocukların dağa kendi istekleri ile götürüldüklerini iddia etseler de bu çocukların kaçırılarak götürüldüğünü bilmeyen yok. Reşit olmayan bir çocuk kendi iradesi ile bile dağa gitse onun hukuken ailesine iadesi gerekir. Birçok çocuğun iş bulma vaadi ile BDP teşkilatlarınca dağa gönderildiği söyleniyor.
8 Nisan'da kaçırılan S.U'nun ablası Sevim Uçakay; kız kardeşinin getirilmesi için BDP'lilere şu çağrıda bulunmuş: "Selahattin Demirtaş gelsin, konuşsun. Kendi çocuğu dizinin dibinde. Kendi çocukları Amerika'da okuyor. Benim kız kardeşim nerede? Dağ başında. Kız kardeşimi bana getirsin."
Ciğeri yanan Diyarbakırlı annelerin feryadına vicdanı olan hiç kimse kayıtsız kalamaz. Annelerin bu eylemine herkes destek vermelidir. Hiçbir yapı anneleri karşısına alamaz. Bütün STK'lar, siyasi partiler, aydınlarımız ve kanaat önderleri Diyarbakırlı acılı annelere destek olmalıdır.
27 Mayıs 1960 darbesinin 54'üncü yılını "lanet"le anıyoruz. Başbakan Adnan Menderes ile arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın insanlık dışı uyduruk yargılamalarla asıldığı gün o gün. O tarihlerde Menderes'e oynanan oyunlar bugün yeni benzer yol ve yöntemler denenerek Tayyip Erdoğan'a oynanmak isteniyor. Ama nafile. Anadolu insanının gözü açıldı, millet uyandı. Onlara asla yeni fırsatlar vermeyecek.