Irak'ta olan biten Türkiye'nin umurundadır

A -
A +
Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Musul ve Tikrit'i elini kolunu sallayarak işgal etmesi Amerika'nın geride nasıl bir Irak bıraktığının somut göstergelerinden biri. Maliki hükümeti öyle bir ordu kurmuş ki bu ordu tek mermi atmadan Kerkük'ü ve Musul'u terk etmiş, kaçmış. Ordusunu sadece Şii'lerden oluşturan Irak, nasıl bir hata yaptığını herhalde anlamıştır. IŞİD denilen terör örgütü Musul'daki konsolosluğumuza girerek konsolosluk çalışanlarını alıkoyma cesaretini göstermiştir. Konsolosluğumuzu her türlü dış tehlikeye karşı korumak Irak merkezî hükümetinin görevidir. Ama Irak güvenlik güçleri bırakın bizim konsolosluğumuzu korumayı kendi insanlarını bile korumadan mevzilerini bırakıp kaçmışlardır. Irak'ın kuzeyindeki bazı kentler IŞİD'e merkezî hükümet tarafından âdeta hediye edilmiştir. IŞİD ve onu destekleyenlerin amacı Irak'ta bir Sünni devlet kurmak mıdır? Bilemiyorum. Ama Bağdat'a karşı Irak'ta bir Sünni ayaklanmasının provası yapılıyor sanki. Maliki hükümetinin Irak'ın tamamını kucaklayamaması, sadece Şiileri dikkate alarak ülkeyi yönetmesi, Sünnileri Irak siyasetinden uzaklaştırmaya başlamıştır. Sünni siyasetçilerin yerini radikal örgütler mi dolduruyor? Emin değilim. Ama eğer öyleyse Irak'ta vahşet devam edecek demektir.
Irak'ın kuzeyinde bazı bölgeleri kontrolü altına alan IŞİD ve müttefiki silahlı grupların Bağdat'a 100 kilometre yaklaştıkları iddia ediliyor. İran'ın, Irak güvenlik güçlerine destek olmak için özel birliklerini harekete geçirdiği haberleri geliyor.
Yazıyı yazdığım saatlerde IŞİD'in 30 tır şoförümüzü ve konsolosluk çalışanlarını serbest bıraktığı haberleri gelmeye başlamıştı. Hiçbir güvenlik gücünün ve resmî otoritenin olmadığı bir ortamda, aşırı radikal bir örgütün elinden şoförlerimiz ve konsolosluk çalışanlarımızın tırnakları kanamadan sağ salim alınmış olmaları diplomatik bir başarıdır. Türkiye'nin ağırlığına ve gücüne yakışır bir kriz yönetimi ortaya konulmuş ve sonuç alınmıştır. Keşke hiç olmasaydı, keşke konsolosluk çok önceden boşaltılsaydı. Ama o coğrafyayı ve ortamı iyi biliyorum. Her şey çok hızlı gelişir ve değişir.
Türkiye'nin bu tür radikal örgütlerle arasına mesafe koyması kaçınılmazdır. Ağır bir terör bilançosuna ve acılarına sahip bir ülke olarak hiçbir terör örgütüne müsamaha göstermemiz düşünülemez.
NATO ve Batılı kurumların tamamına üye olan ve demokrasi ile yönetilen bir Türkiye, IŞİD gibi radikal grupların her zaman hedefindedir. EL Kaide'sinden Taliban'nına, IŞİD'inden Hizbullah'ına, PKK'sına kadar hiçbiri Türkiye'yi sevmez, istemez. Türkiye bu radikal örgütleri topraklarından uzakta tutmalıdır. Umarım Maliki yönetimi Türkiye'nin dostluğunun Irak için ne kadar kıymetli olduğunu anlamıştır. Irak petrol ve doğalgaz kaynakları dışında Amerika'nın umurunda bile değil. Ama biz hem Türkmenlerle, hem Kürtlerle hem de Araplarla akrabayız. Olan biten her şey bizim umurumuzda.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.