Hayırlı bir tesadüf…

A -
A +

11 ayın sultanı, rahmet ve mağfiret ayı Ramazanı büyük bir sevinçle karşıladık. Sabır ve bağışlanma mevsimine girdik. Sağlık durumu müsait olanlar için oruç tutmak büyük bir keyif. Günler uzun da olsa Rabbim sabrını verecektir. Bu mübarek ayın bereketinden yararlanmak için bol bol tövbe edip Allah'a sığınmamız gerekiyor. Daha ilk günde gösterdi etkisini mübarek Ramazan. Sakin ve huzurlu bir gün geçirdik. İnşallah Ramazan ayını huzur-sükûnet, sevgi ve kardeşlik içinde geçireceğiz. Okuyucularımızın Ramazan-ı Şerif'ini tebrik ediyor, bizlere hayırlar getirmesini yüce Allah'tan niyaz ediyoruz...
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin Ramazan ayına denk gelmiş olması hayırlı bir tesadüf. Kampanyalar bu mübarek ayın ruhuna uygun geçecektir. Kimse kimseyi kırmayacak, kampanyaların üslupları daha yumuşak olacaktır.
Türkiye bu hafta tam olarak cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girdi. Hemen hemen tüm adaylar belli oldu. Seçimi ilk turda kazanacağına kesin gözüyle bakılan Başbakan Erdoğan'ın adaylığı da salı günü açıklanacak. Başbakan Erdoğan, AK siyasetin siyasi lideri sıfatını da üzerinde taşıyarak Köşk'e çıkacak. AK Parti, Sayın Erdoğan'dan sonra partiye genel başkan arayacak, lider değil. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan bu siyasi hareketin ebedi lideri olarak kalacak.
Başbakan Erdoğan'ın halkoyu ile devlet başkanı seçilmesinden sonra AK Parti'nin geleceği ne olur sorusu tartışılıyor. Tabii ki her şey aynen devam etmeyebilir, ufak-tefek tökezlemeler olabilir. Ama bu hareket devam eder. Daha uzun yıllar Türkiye'ye damgasını vurmaya da devam eder. Sayın Erdoğan'ın da yardım ve desteği ile geçiş dönemi atlatılabilirse sonrası daha kolay olacaktır. Eğer ilkelerden, kuruluş felsefesinden ve davalarından taviz vermezlerse yollarına devam ederler. AK Parti istese de istemese de bundan sonra kamuoyu yeni başbakanı ve genel başkanı merak etmektedir. 1.5 ay boyunca bu konuda epey senaryo üretilir. Ama günün sonunda Başbakan Erdoğan ortak akıl ne diyorsa millet ne istiyorsa onu yapar.
Dün gazetelere yansıyan bir haber ilgimi çekti: "Paralel Savcılara 3. Daire Kalkanı." Haberin başlığı böyleydi. Haberde, yargıçlar hakkındaki şikayetleri incelemekle görevli HSYK 3. Dairesi'nde bazı üyelerin, Paralel Yapıya yakın meslektaşlarını koruduğu iddia ediliyor. Bu iddia çok ağır ve vahim bir iddia. HSYK bu iddiayı derhal araştırmalı ve gereğini yapmalıdır. Eğer iddia doğruysa gelinen nokta "tuzun da koktuğu' son noktadır. Yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığı da olmazsa olmaz ilkelerden biridir. Bu sağlanamaz ise hukuk devletinden söz edilemez. Yargıçlar, savcılar kendi siyasi görüşlerine karşı bile tarafsız kalmak zorundadırlar, bırakın cemaat saikleriyle davranmayı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.