Eski Türkiye'de üç ay sürerdi

A -
A +

Belki zamanlaması uygun değil ama gazetenin birisi yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan için 'uçan saray' alındığını, bunun padişahlığı hatırlattığını belirterek eleştirel yorumlar yapmış. Ülkemizdeki bazı medya kuruluşları Sayın Erdoğan'ı padişah gibi göstermek için kamuoyunda algı oluşturma gayretindeler. Ne tesadüf ki Neoconlar-Yahudi lobisi ve paralel yapı da aynı gayreti sürdürüyor. Allah akıl versin. Verilen bilgiler doğru değil.
Yaklaşık bundan iki yıl önce bir Washington seyahati sırasında geziye katılan biz gazeteciler Sayın Erdoğan'a, "Mevcut uçak artık Türkiye'ye yakışmıyor. Hem küçük hem de menzil olarak yetersiz bir uçak, bunu değiştirin ve önemli dış seyahatlerde Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte kullanın" önerisinde bulunmuştuk. Sayın Erdoğan, "Malum çevreler sanki şahsıma alınıyormuş gibi dedikodu yaparlar. Ama halklısınız. Böyle bir ihtiyaç var. Arkadaşlar araştırıyor" demişti. Sayın Başbakan veya Devlet Başkanı yurt dışına yaptıkları seyahatlerde çoğu kez THY'den uçak kiralamak zorunda kalıyorlar. Programları gereği bazen iki uçakla gidiliyor. Ekipte görevli birçok insan günlerce önceden tarifeli uçakla gitmek zorunda kalıyor. Boğaz köprülerine, hızlı trene, herkesin uçağa binmesine karşı çıkan eski Türkiye zihniyeti; bugün birçok devlet başkanının kullandığı bir uçağı T.C. Devletine çok görüyor. Yazık, inatla değişime karşı çıkıyorlar.
Benim ülkemin başbakanı, devlet başkanı en iyi uçağa binsin. Tabii içine kapalı eski Türkiye'de böyle bir uçağa ihtiyaç yoktu. Bırakın sık sık yurt dışı seyahatleri, devlet başkanları Erzurum'dan öteye gitmiyorlardı. Oysa şimdi bakanlar, başbakan, devlet başkanı Amerika'dan Afrika'ya Kafkasya'dan Uzak Doğu'ya kadar her yere gidiyorlar. Gitmeye, daha fazla gitmeye hem de uçakla gitmeye devam etsinler. O uçağın parasını bir gezide kazandırırlar. Sayın Erdoğan haklı çıktı. Demek ki bunları gayet iyi tanıyor. Bu ülkenin milli gelirini 230 milyar dolardan 850 milyar dolara çıkaran kadrolara en kaliteli uçaklar feda olsun.
Bugün AK Parti'nin olağanüstü kongresi var. 10 Ağustos 2014'te Devlet Başkanı seçilen Erdoğan, müthiş bir beceri ile 20 gün içinde ortak akıl ve istişare ile yeni genel başkan ve muhtemel başbakan adayını belirledi. Bugün kongre var ve oy birliği ile Sayın Davutoğlu'nun yeni genel başkan seçileceği kesin. Bir gün sonra devlet başkanı yemin ve devir teslim töreni var. 28 Ağustos akşamı veya 29 Ağustos'ta Sayın Davutoğlu'na yeni hükümeti kurma görevi verecek. 9 ay sonra genel seçim olduğu için kabinede 3-5 kişilik sınırlı bir değişiklik yapması beklenen Davutoğlu herhalde kısa sürede hükümeti kurup 1 Eylül pazartesiden itibaren güven oylaması ve hükümet programının okunmasını gerçekleştirecek. İşte Erdoğan ve AK Parti farkı. 20 gün içinde yaptıkları, başardıkları eski Türkiye'de en az üç ay sürerdi.
Davutoğlu isminin Erdoğan'dan sonra ne kadar doğru bir isim olduğunu zamanla herkes görecek. Sayın Davutoğlu hem partiyi, hem devleti hem de siyaseti iyi bilen bir isim. Entelektüel birikiminin yanında siyaset diliyle konuşabilen, alçak gönüllü, halkla kolay diyalog kurabilen bir isim. Ekip çalışması ile kadro hareketi ile güzel işlere ve başarılara imza atacak. İnşallah ümmetin duasını alacak. Hayırlı mübarek olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.