Galatasaray üzerine!..

Mancini, bu takımın ruhunu öldürmüş, Prandelli'nin işi zor, hem de çok zor!..

Nerede geçen sezonun başında, İngiltere'den hem de, önce Porto'yu, sonra "ev sahibi" Arsenal'i yenip, "Emirates Kupası'nı Galatasaray Müzesi'ne getiren" takımın oynadığı hazırlık maçları, nerede Avusturya'daki "tatsız" görüntüler!..

"Daha dün bir, bugün iki" demesin kimse, "görüntüler" dedim; ekranı zaman zaman "Prandelli'nin şaşkın yüzü" kaplıyordu; "Bu nasıl büyük takım, bunlar nasıl yıldız futbolcular" der gibi, şaşkın bakıyordu etrafa!..

Evet, "ortada bir büyük takım vardı", ama "sadece" forması ve adı ile, evet, "ortada yıldız futbolcular vardı", ama adeta "ahları gitmiş, vahları kalmış" dedirtircesine!.. 

İki maçta, bir tanecik, "Hımmm, bu tamam, bu olacak galiba" dedirtecek Galatasaraylı futbolcu görmedim, ekranda; "takımdaşlık" ise hak getire!..

"Mancini'nin bulaştırdığı hastalıklar aynen devam ediyor" ve de galiba, tedavileri daha uzun süre devam edecek; Allah kolaylık versin Prandelli'ye!..

Sadece "bir soru" bile, Galatasaray'ın durumunu ortaya koyacaktır; takım kaptanı ve "onca yılın" Selçuk'u mesela Rapid Wien maçında "Burak'a mı, yoksa kaleci Eray'a mı 'isabetli' daha çok pas verdi?.."

Bu sorunun cevabı, maçın kasetlerinde yazılı, izleyin, "Selçuk'un Burak'a ve Eray'a attığı pasları sayın" ve de "şaşırmayın"; Galatasaray Futbol Takımı'nın futbolcularının, kaptanları başta "bu zihniyetleri değiştirilemezse", Fenerbahçe geçen sezonun sonunda "gevşediği için yapamadığı 15 puan farkı", bu sezonda yakalayabilir; herkesin haberi ola!..

Prandelli, "bu zor problemi", eğer çözmek istiyorsa, bir an önce silkinmeli, takımın eksiklerini, "Bülent Tulun'a göre değil", kendine göre tespit etmeli ve de "hemen tamamlatmalıdır"; yoksa, "Yandı gülüm keten helva!.."

Açık söylenmiyor ama Başkan'ın, "Sneijder'in, hatta Muslera'nın satışını beklediği gibi bir hava var", ortalıkta; "gelecek para ile transfer yapılacak!.."

"Muslera'sız, Eray'a ve Sinan'a kalacak" bir Galatasaray kalesini, Porto'da tam tabiri ile "kayıpları oynayan" Sinan'ı, Eray'ın "Avusturya'daki iki maçta yediği golleri" göz önüne getirin ve de "Muslera'sız" bir Galatasaray kalesini "titremeden" düşünün bakalım, düşünebilir misiniz, Galatasaraylılar?..

Ya da, "Türkiye performansı, Hollanda performansının yanına bile yaklaşamasa" da, "Sneijder'siz" bir Galatasaray'ı?..

Bir zamanlar, bir "Jill marka kadın çorabı çıkarılmıştı", piyasaya; "Atın, atın, eski çoraplarınızı atın, Türkiye'ye Jill geliyor, Jill" reklamları ile!..

"Yüzlerce kişinin rol aldığı" o TV reklamları Türkiye'yi ayağa kaldırmış ve  "Jill çorapları, çorap piyasasını silip süpürmüş, yok satmış", ama 'yanlış üretim ve satış planlamaları yüzünden" şemsiye birden bire tersine dönmüştü!..

"Attım bütün yöneticileri ve teknik adamları, ben geliyorum ben" diyerek  gelen ve "başarılı olmuş yöneticileri ve hocaları bile atan" bir Başkan, bana "o reklamı" hatırlattı!..

"Bir kuyruklu yıldız gibi gelmişti, Jill çorapları ve öyle de kayıp gitmişti", galiba "gelişi ile  gidişi 4-5 yıl bile sürmemişti"; inşallah Galatasaray Başkanı'nın ve yönetiminin "kurumsallaşma fedaları ile üretim ve tüketim plânlamaları", Jill çoraplarının acı sonunu yaşatmaz, sarı-kırmızılı kulübe!..

Vakit henüz "çok geç" olmadı. Galatasaray'ın Sayın Başkanı, "kavga yerine, dostluğa ve barışa yönelmeli", gazetelere ve gazetecilere "yalanlama yağdıracağına", mesela, geçen yıllarda "yok satan" kombinelerin, "üst üste indirimlere ve üst üste telefonlara rağmen" beklenen rakamlara "neden" ulaşamadığının üzerinde durmalı ve "Nerelerde hata yaptım" diye iyi düşünmeli, "büyük bir kulübün başında olmanın da, büyük bir iş adamı olmanın da hakkını vererek", alınması gereken bütün tedbirleri süratle uygulamaya koymalı, camiasının geleceğe ümitle bakmasını sağlamalıdır!..