Alkış ve uyarış!..

Elbette Bursaspor'un, üçüncü-dördüncü sınıf bir Gürcistan takımına elenmesinden sonra, Beşiktaş'ın, hem de Hollanda'dan "turu getiren" Feyenoord galibiyeti ile dönmesi, her türlü takdire ve alkışa lâyıktır!..

Salı gecesinin, "mevsim başına rağmen" 95 dakikalık takım uyumu, oyun kontrolü ve oyun disiplini, dahası "takımdaşlık yardımlaşması", yarınlar için "siyah-beyazlı" camiaya ve taraftara büyük ümitler verecek görüntülerle süslendi; TV başında bol bol akışladık!.. Hele hele Atiba ve Mustafa Pektemek'in durup dinlenmeden bütün bir maç boyu "sahanın her yerinde görünen" mücadelelerini anlatmak için bulunacak sıfatlar, ne yazılırsa yazılsın, ne söylenirse söylensin, "ifade kifeyetsizliğine takılacak" cinstend; nitekim de dün sabah onca yazı okudum; inanın, "takılmıştı!.."

Ama, "elemeleri de olsa", burası"Şampiyonlar Ligi", gerçeklerle yüzleşmezsek, tedbirlerini almazsak, eksiklerimizi gediklerimizi gidermezsek, sonra hayal kırklıklarına uğrar, "geç kalmışlığın pişmanlığını" yaşarız!..

Defansımız kanatlardan deliniyor, "alıştığımız" Olcay nerede, Oğuzhan "nerede ise" hiç yok; Demba Ba için "vakit erken" ama, "böyle ağır olacaksa", ondan "çok daha az maliyetli" Enaramo hatırlanacak ve  "Suçu neydi" soruları hep sorulacak!..

Tıpkı "Kerim Frei bugüne kadar neden oynatılmadı" sorularının sorulmaya başlaması gibi!..

Biliç'i kutlarım; "eksik ve gediklere rağmen" bizlere "beklediğimizden çok daha ileriye gitmiş bir mevsim başı takımı seyretme keyfini" yaşattı, hocamız!..

Şimdi geliyorum, rakibimize; hani "Ahı gitmiş, vahı kalmış" diye bir söz vardır ya, "Feyenoord için" bu sözü daha da ileriye götürerek kullanabiliriz; "Ahı gitmiş, vahı bile kalmamak üzere!.."

15 yıldır Hollanda şampiyonuluğunu kazanamamış, "Avrupa Kupası başarıları" 1975'lerde kalmış, "en iyi oyuncuları, alt yapı hamleleri için" transferde satılmış, hocası değişmiş Feyenoord, "inanın", bu hâli ile "acaba" PTT Birinci Ligi'nde "şampiyonluk için mücadele edebilir mi?.."

Hele hele maçı TV'den anlatan arkadaş, ikide bir de demez mi; "Sistem takımı!!!!"

"Eğer sistem takımı olmak bu ise", Dünya'da "sistem takımı olmak" FIFA tarafından yasaklanmalı; "Zira, hiç bir takım sistem takımı olmak istemez, bu futbolu görünce!.."

Futbolu, "O nasıl bir şeyse, 95 dakika bir türlü göremediğimiz o sistem oynamıyor" arkadaş, eğer takımda "bir tane bile göze çarpan futbolcu olmazsa ve de bu kadar amatör bir futbol oynanırsa"; durmadan "sistem takımı da sistem takımı" demek, nasıl "iddialı bir futbol yorumculuğu ukalalığıdır"; TV ekranında?..

Biliç ve talebeleri, Hollanda'dan "turu geçerek döndünüz"; İstanbul maçı formalite, ama bilin ki "Play-of'ta karşınıza bir başka Feyenoord çıkmayacak"; onun için "çok daha hazırlıklı" olmalısınız; o turu da geçin ve yıllardan sonra, kulübünüz için de, Türkiye için de "Şampiyonlar Ligi gruplarına kalın"; kalın ki, manevi coşkusu kadar, asıl "getireceği takım ve ülke puanları" ile beraber "Mâli Fair Play'e de büyük katkı yapacak" UEFA payları kulübünüze, sevinci de hepimize kalsın!..