Allahü teâlânın taksîmine râzı olmalı

A -
A +

Müslüman, emredilen sebepleri yapıştıktan sonra,Allahü teâlânın irâdesine, ezeldeki takdirine ve taksimine teslîm ve râzı olmalıdırİnsan, kazandığına kanâ'at etmeli, Allahü teâlânın taksîmine râzı olmalıdır. Çünkü;
(Kanâ'at eden doyar) buyurulmuştur. Allahü teâlâ, beş şeyi, beş şey içine koymuştur. Bu beş şeyi alan, içindekine kavuşur:
"İzzeti, şerefi, ibâdete; zilleti, sefâleti, günâha; ilmi, hikmeti, çok yimemeye; heybeti, itibârı, gece namâz kılmaya; zenginliği, kimseye muhtâç olmamayı da, kanâ'ate tâbi kılmıştır."
Kanâ'at, bitmez tükenmez bir hazînedir. Kanâ'atkâr olmayan bir zengin, kanâ'atkâr olan bir fakîrden dahâ fenâ durumdadır. Çünkü o zenginin kalbi râhat değildir. Kanâ'atkâr olan fakîr ise, kalbi râhat olduğu için, sanki bir hazîne içinde yaşamaktadır. Eshâb-ı kirâmdan Ebû Sa'îd Hudrî  hazretleri şöyle anlatır:
"Bir gün annem beni Resûlullah efendimizden bâzı şeyler istemem için gönderdi. Huzûruna varıp oturdum. Mubârek yüzünü bana çevirerek;
-Kim mâlik olduğu şeye kanâ'at ederse, Allahü teâlâ onu başkasına muhtâç etmez. Kim çirkin şeylerden sakınırsa, Allahü teâlâ onu iffetli eyler. Kim mâlik olduğu şey ile yetinirse, Allahü teâlâ ona kâfidir. Kim bir okıyelik miktârında birşeye sâhip olduğu hâlde, başkasından birşey isterse, devâmlı isteyici olur buyurdu.
Ben kendi kendime falan devemiz bir okıyeden dahâ iyidir dedim. Hiçbir şey istemeden Resûlullah efendimizin huzûrundan kalkıp gittim."
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bir zamân gelecek ki, ümmetimde müslümânlığın yalnız adı kalacak. Mü'min olanlar, yalnız birkaç islâm âdetini yapacak. Îmânları kalmıyacak. Kur'ân-ı kerîm yalnız, okunacak. Emirlerinden, yasaklarından haberleri bile olmıyacak. Düşünceleri yalnız yiyip içmek olacak. Allahü teâlâyı unutacaklar. Yalnız paraya tapınacaklar. Kadınlara köle olacaklar. Az kazanmak ile kanâ'at etmiyecekler. Çok kazanınca doymıyacaklar.)
Netice olarak, nefsine uyarak, sabır ve kanâ'at etmiyen kimse, Allahü teâlânın kazâ ve kaderine râzı olmaz. Fakîr olunca, az verdin diye, itirâz eder, zengin olursa doymaz, dahâ ister. Böyle bir kimse, kazandığını harâmlara sarfeder. Zenginliği de, fakîrliği de, dünyâda ve âhırette felâketine sebep olur. Bunun için bir müslüman, emredilen sebeplere yapıştıktan sonra, Allahü teâlânın irâdesine, ezeldeki takdirine ve taksimine teslîm ve râzı olmalıdır, itiraz etmemelidir. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim harâmlardan sakın, verâ sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâ'at eyle, insanların en ganisi, zengini olursun, kimseye muhtâç kalmazsın.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.