Anayasa
 Mahkemesi kararıyla twittera pozitif ayrımcılık yapılırken milletin 
vicdanına tercüman olan A HABER TV'nin mahkeme eliyle cezalandırılmasına
 makul izah getirmek mümkün değildir.
Twitter
 adlı sosyal medyanın Türkiye'de 12 milyon kullanıcısının mevcut olduğu 
ifade edilmekte. Kullanıcılar arasında Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah 
Gül'den -afedersiniz- hela duvarına aşağılık yazı yazma alışkanlığını 
sosyal medyada da devam ettiren ahlâksız, seviyesiz ve seciyesiz tipler 
de var.  Bu tipler, kendi kimlikleriyle değil, uydurma kullanıcı ad ve 
fotoğraflarıyla insanların şeref ve haysiyetleri aleyhine yayın 
yapabiliyorlar...
Türk mahkemeleri, vaki şikâyetleri 
değerlendirerek namus katili bu yayınların kaldırılmasını twitterdan 
istediyse de bu yabancı şirket, oralı bile olmadı. Bunun üzerine 
TİB/Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığı, adı geçen sosyal medyaya 
erişimi engelledi. İdare, erişim engellemesine üç esaslı gerekçe 
gösterdi:
1-Twitter'ın Türkiye'de temsilcilik açmamakta ısrar etmesi.
2-12 milyon kullanıcı üzerinden milyonlarca dolar para kazandığı halde bu kazancın Türkiye'de vergisini ödememesi.
3-Türk mahkemelerinin vatandaşların mağduriyetlerine son verilmesi için aldığı kararları uygulamaması...
Bu
 dediğim dedikçi üslup üzerine idare, erişimi engelleme kararını verdi. 
Bu karar siyaset uğruna her şeyi mubah gören bazı politikacılarla TBB ve
 bazı heveskârlar tarafından AYM/Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Dâvâ 
incelemesi devam ederken seçimlerde Hükümeti yıpratmak, akıl çelmek 
adına "sansür", "özgürlük" gibi yaygaralar koparıldı.
AYM o 
yaygara ve şamata sesleri arasında yıldırım hızıyla kararını verdi. 
Karara göre erişimin engellenmesi kullanıcılar için ağır bir hak 
ihlaliymiş. Bilmiyoruz AYM üyelerinin kaçı sosyal medyayı takip 
edebilmekte? Sosyal medyayı ilk günden beri faal şekilde kullanan; her 
vesileyle seviyeli ve sorumlu sosyal medyayı müdafaa eden bir kullanıcı 
olarak biz, hiçbir hak ihlali yaşamadık. Bazıları için bir uyuşturucu 
iptilasına dönen sosyal medya, insan hayatında hiç olmazsa ne lazım 
gelir?
AYM ağır ihlal iddiasına dayanırken vatandaşın hakkında
 müşteki olduğu şirketin Türk mahkemelerini kaale almaması, idareye 
muhatap olmaması, vergi kaçırması hususlarında hiçbir fikir beyan 
etmemesi ise adaletin tecellisi adına kayıp olmuştur. Bu yüzden karar, 
Sn. Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından "millî olmayan" diye 
vasıflandırıldı. Erişimin engellenmesi ağır hak ihlali değildir ama bu 
bir ağır sözdür.
AYM üyelerinden daha kıdemli bir hukukçu sıfatıyla yazıyoruz:
Yargının
 çifte aidiyet yaşamasının vatandaşı şüpheye düşürdüğü bir geçiş 
döneminde AYM'den çok daha hassas olması beklenir. Hükmünden kaygı 
duyulmayacak bir yüksek mahkemenin varlığı müşterek kazançtır...
Bir
 şeyin çok söylenmesi fikrin aşınmasına yol açar. Gerekçeli kararların 
yazılmayarak tutukluların içerde bırakılmaları için "hak ihlali" diye 
yorumlanması çok isabetli bir içtihattı. Öylesine ciddi bir içtihadın 
twitter için de sarf edilmesi yanlış olmuştur.
Bu vesileyle 
şunu da ifade etme ihtiyacındayız; AYM mevzuatında değişikliğe gidilerek
 AYM başkanları mutlaka hukukçu olmalıdır. "Jüri"nin diğer üyeleri, 
belki farklı mesleklerden olabilir fakat başkan istisna tutulmalıdır.
Twitter
 kararını işiten Amerikan elçisi Mr. Ricciardone, "bu iyi haber!" 
diyerek memnuniyetini dile getirdi. Ancak Başbakan'dan on milyonlarca 
vatandaşa kadar bizler için bu iyi bir karar değil...
Elbette hürriyet, elbette hak ama...
Tek taraflı olmaz...