Dört pırlanta

Abd kul. Abdullah Allah’ın kulu. 
Aptullah hatalı bir telaffuz. Zira “p” diye bir harf yok Arapçada... 
Medine yıllarında Efendimizin etrafında çoğu genç 300 kadar Abdullah bulunuyor.
Ancak “Ebadile” denince 4 Abdullah gelir akla. Dilerseniz anlatalım sırasıyla. 
ABDULLAH BİN ABBAS
Abdullah bin Abbas, Efendimizin amcasının oğludur. Annesi Ümmü’l Fazl Lübabe’dir. Bu hanım Hazreti Hatice’den hemen sonra Müslüman olur. Oğlu Abdullah’ı da iyi bir Müslüman olarak yetiştirir. Meymune Validemiz, teyzesi olduğu için Abdullah, Efendimizin (salllahü aleyhi ve sellem) evinde büyür âdeta. Server-i âlem mübarek elleriyle çok hurma ezip sıvamışlardır damağına. Zaman zaman “Allah’ım Onu fakih yap ve Kur’ân’ı öğret” diye duada bulunurlar. Nitekim Kur’ân-ı kerimi en iyi bilenlerdendir, “Tercüman-ül Kur’ân” diye tanınır sahabe arasında. Çocukluk yıllarında alemlerin efendisini dikkatle izler ve onun gibi olmaya çalışır, büyük bir hayranlıkla. 1.660 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Halife Ömer (radıyallahu anh) onun görüşlerine çok değer verir, fikrini sorar mutlaka.
ABDULLAH BİN ZÜBEYR
 Babası cennetle müjdelenen on müminden (aşere-i mübeşşereden) Zubeyr bin Avvam, annesi Hazreti Ebubekir’in kızı Esma Hatundur. Hicretten sonra Medine’de doğan ilk çocuktur sahabe arasında. Dedesi Ebubekir, teyzesi Hazreti Aişe ve...
Ve eniştesi Resûlullah olan bir çocuk ne kadar şanslıdır ama.
Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) evine rahatlıkla girip çıkar. Henüz 7 yaşında biat eder Resûlullaha.
Gençlik yıllarında seferlere katılır. Sonra Mısır yoluna... Babasının komutasında...
Hazreti Osman Mushafları çoğaltırken onu da çağırır, Kur’ân-ı kerime olan vukufiyetini bilmektedir zira.
33 Hadis-i şerif rivayet eder. İbadete düşkünlüğünden dolayı “Hamametü’l mescid” (Mescit güvercini) diye bilinir halk arasında.
Bir dönem Mekke emirliği yapacak, şehit edilecektir sonra. 
ABDULLAH BİN ÖMER 
Hicretten on yıl kadar önce Mekke’de doğar ve babası Ömer bin Hattab ile birlikte gelir imana. Yine babasıyla birlikte hicret eder, seferlere katılır mutlaka. Halid bin Zeyd (Ebâ Eyyûb) ile birlikte İstanbul’a gelir hatta. 
Takvası ile tanınır, çok oruç tutar, gecelerini zikir ve tefekkürle aydınlatmaya çabalar. 
Ebû Hureyre hazretlerinden sonra en çok hadis rivayet eden sahabedir (Müksirun). Sahabeler bile fetva sorarlar. 
Tam bir Habibullah âşığıdır. Efendimizin dâr-u bekaya irtihallerinden sonra namaz kıldıkları yerlerde namaz kılar, dolandığı alanlarda dolanıp dalar hatıralara. 
Yine O’nun gibi selamı yayar. Cömerttir, sevdiği beğendiği şeyleri de gözünü kırpmadan bağışlar. Bu kadar çok dağıtmasına rağmen malı azalmaz. O Allah için verdikçe Allah da ona verir, darlık yüzü görmez hayatında.
ABDULLAH BİN AMR
Hicretin 7. yılında Medine’ye gelen Abdullah bin Amr, babası Amr bin As gibi çok okur. Arap kültürüne, tarihine, edebiyatına aşina olur çocuk yaşlarda. 
Duyduğu hadis-i şerifleri yazmak için efendimizden izin alır. Bin kadar hadis-i şerif toplar ki bunlar hadis ilmine kaynak olurlar. 
Babası ile Şam ve Mısır fethine katılır, kısa bir süre Kûfe ve Mısır Valiliği yapar. Kendini harap edecek kadar çok ibadet eder, bu hususta Efendimiz tarafından ikaz edilir hatta. 
Kabri Kahire’dedir.

Türkiye’de 1.818 adet var
Ülkemizde Peygamber Efendimize ait emanetlerden en çok Sakal-ı şerif bulunuyor. 1.818 adet Sakal-ı şeriften 422’si İstanbul’da, 153’ü Bursa’da, 98’i İzmir’de, 87’si Yozgat’ta, 83’ü Balıkesir’de diğer kalan kısmı ise Türkiye’nin farklı illerinde muhafaza ediliyor...