Soma'nın yüzü güldü

"90'ın son 10'unda tamamen tükenmiş bir G.Saray vardı. F.Bahçe temiz bir üçlük yapabilirdi ama Muslera izin vermedi"

22 kişinin birkaç tanesi hariç herkes davul gibi gerilmişti.         Korkulanın aksine zemin arıza vermedi. Had safhada alınmış güvenlik tedbirlerine karşılık tribünler coşkulu ve zaman zaman da saldırgandı.
Ortak bir tek nokta vardı maçta. O da 30 saniyeyi bile bulmayan ve ortaklaşa yapılan, "her yer Soma" tezahüratıydı.
Ama o da düdük çalar çalmaz bitti...
İsmail Kartal sağlam bir 4-3-3 koydu sahaya. Prandelli ise buna 4-2-3-1 seçimiyle başladı ama Fenerbahçe'nin ilk yarının tamamında Galatasaray orta alanına uyguladığı çok başarılı baskı, hep Fenerbahçe lehine sonuç verdi. Galatasaray inanılmaz bir top kaybı yüzdesiyle oynadı.
Yeni transfer Yasin Öztekin, çok faydalı olacak belli ama bu maç ona biraz fazla geldi. Kontrol edilmezse Galatasaray'ın yeni bir "Engin Baytar"ı olabilir.
İlk yarıdaki oyuna göre Fenerbahçe galipti ama 40 ve 45. dakikalar arası hariç, iki takımın da hatırı sayılır bir gol girişimi yoktu.
Maçın ikinci yarısı taktikle bezenmiş bir manzarayla oynandı, teknik becerileri olan oyuncular bir bir yok olup gittiler.
Hele 90 dakikanın son 10'unda tamamen tükenmiş bir Galatasaray vardı ve Fenerbahçe temiz bir üçlük yapabilirdi. Ama buna da kalesinde devleşen Muslera izin vermedi.
Uzatmalarda ise Galatasaray; yani o tükendi dediğimiz takımda inanılmaz bir enerji çıktı açığa ve müthiş oynamaya başladı. Ancak iki takım da yaptıkları savunmayla maçı ya bir kaza golüne, ya da lotaryada kim daha çok penaltı atarsa durumuna teslim ettiler.
Olcan'la başlayıp, Kuyt'la devam eden penaltı atışlarında duran top ustası Selçuk dışarı vurdu. Avantaj Fener'e geçti derken, penaltı kaçırma yarışı başladı. Kupayı getiren vuruş ise son olarak Kadlec'e kısmet oldu.
Dün gecenin yıldızı ise Abitoğlu'ydu...

MAÇIN ADAMI

Dirk Kuyt

KIRILMA ANI

Muslera'nın devre biterken yaptığı kurtarış