Profesyonellik!..

A -
A +
"Arkadaşlarımıza atılan o tekmeler, yumruklar o darp edilmeler, öldüresiye hamleler, sadece Metin Karabaş'a, Saycan Sayım'a, Gökhan Kılınçer'e, Murat Akbaş'a, Uğraş Özyurt'a değil, Spor Basınına yapılmış en terbiyesiz, en adi, en çirkin saldırıdır."
İmza: Türkiye Spor Yazarları Derneği...

Nedir? Yaygın olarak kullandığımız anlamı şöyle: 'Bir işi yapmayı belli bir akit yaparak bir ücret karşılığında yapmayı taahhüt eden kimse...'
Kimi zaman da 'işinin ehli' ya da 'uzman' gibi kullanırız...
Ancak geldiği yerde içerdiği anlam biraz farklı...
'Bir işi yapmayı; her türlü olumsuz koşul karşısında bile eksiksiz sürdürebilen kişi' profesyoneldir.
O zaman...
Gelelim profesyonel bir sporcunun durumuna...
Profesyonellik sözleşmesini imzaladığı zaman mı amatör olmaktan çıkıp profesyonel olmuştur, yoksa başı ağrısa da, karısı ile kavga etmiş olsa da ya da babasını toprağa yeni vermiş olsa da; işini hiç aksatmadan yapmaya devam ettiyse mi profesyoneldir?
Kendisine muz gösterilen bir oyuncu futbolunu oynamayı sürdürürse mi profesyoneldir?
Kendisi bir başka profesyonele ve rakibine açık açık küfür sarf ettiğinde onun gırtlağına sarılmak yerine topunu oynamaya devam eden Demba Ba mı daha profesyoneldir, yoksa 'kendime küfür ettirmem' diyerek eldivenlerini söküp çıkaran Volkan Demirel mi?..

Kınamaları kınıyorum...
Yetti ama!
Benim Gazeteciler Cemiyeti'm ile benim Türkiye Spor Yazarları Derneği'm maç sonrası organize şiddet uygulayan ve apaçık dayak atmaya gelmiş şehir eşkıyaları tarafından sopadan geçirildi...
Ve onlara sahip çıkması gereken kuruluşlarım sadece kınadı...
Kınamaya çoktan razı o Vandallar ve onları kurgulayanlar...
Ben bıktım bu 'kınama edebiyatı' safsatalarından...
Dünyanın hiçbir yerinde görevini yapan gazeteciyi döven ve alenen darp eden birisi elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gidemez...
Maça gitmeme cezasının da bir işe yaramadığını cümle alem biliyor...
Bir kişi bana göstersin ki; Fenerbahçe, Bursaspor ile oynarken 'bakın şu karakola gelip imza vermişlerdir' belgesini; o zaman kınamanın bir işe yaradığını düşünürüm...

POST-İT
Dernek yaptırım gücü sınırlı olduğu için yine de değirmenlere saldırmaya devam ediyor.
Yine de katılıyor ve kutluyorum...
Bu konuda işin peşini bırakmayacağını her fırsatta hissettiren Fatih Doğan kardeşime de teşekkür ediyorum.
Kırılmaz ve bükülmez spor muhabirleri adına şükranlarımı iletiyorum...

S-ÖZ: 
"Ben eminim ki; Prandelli; yarın oynayacağı Anderlecht maçının sonrasında çıkacağı Antep deplasmanında karşılaşacağı Gaziantepspor hakkında en ufak bir fikir sahibi değildir... Okan Buruk kimdir onu bile bilmemektedir..."
Günün sözü bu olsun!

Bir takımın yedek kulübesi sahadaki oyuncu grubundan daha kaliteli ve değerliyse orada bir kurgu arızası var demektir. İşte o nedenle "Arrivederci Prandelli..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.