Gastronomi adına YORULDUK

A -
A +

Bu başlık gastronomi sayfası için garip gelebilir. Geçenlerde sevgili Cüneyt ASAN (Günaydın kurucu ortağı) bir mini video göndermişti, oradan kaldı aklımda. Hayat, sorularımıza cevaplar aramakla geçiyor, bazen buluyor, bazen bulamıyoruz aradığımız cevapları. Bir de gastronomi sektörü ile ilişkisi olan toplumsal problemlerimiz var. Anadolu’nun bereketli toprakları eski görkemli günlerine dönecek mi? Yarınlarda çocuklarımız bu toprakları varlıklarının parçası sayacaklar mı? Çocuklarımıza “Bu topraklar benim” ve “Evrensel değerlerin kaynağı olan toprakların sahibi biziz” düşüncesini verebildik mi? Ülkemiz mutfağı dünyada hak ettiği yerde mi? Aşçılarımız kendi coğrafyalarını yeterince tanıyorlar mı? Ülkemiz TARIM ülkesi olmaktan çıktı mı? Ülkemizin bereketli topraklarında mutfak denince akla bir ya da iki şehir mi gelmeli? Evet, bu ve benzer yüzlerce sorudan YORULDUK. Cevaplarını bulamamaktan daha çok YORULDUK. Ve korkarım çoğalır gider bu sorular.
Ülkemiz, son elli yıldır hangi öncelikler ile büyüyebileceğimizi tartışıyor. Teknoloji başka ülkelerde gelişimin aracı olurken, bize oturduğumuz yerde kalmayı ve tembelliği öğretti. Büyük tehlike hayatımızın her anında önümüzde. Maddi menfaatler uğruna son yetmiş senedir sağlığımız ile oynanıyor. Medya kuruluşları etik kelimesinden uzak, sadece ticari hesaplar ile ucube programlar yapıyor.
Bakın bu ülkeye ve insanlarına inanmalıyız, hatta inanmak mecburiyetindeyiz. Unutmamalıyız; zamana dünü, bugünü ve yarınıyla baktığımız vakit değer kazanır. Burada sorumluluk yerel ve evrensel büyüklüğün de sorumluluğunu taşımaktır. Anadolu’nun değişime ihtiyacı olmadığını, değişmesi gerekenin bizim bakış açımız olması gerektiğini düşünüyorum. Tek başımıza ayakta duramayacağımızı, birlikte doğru durmadıkça birlikteliğimizin fotoğraf çektirmekten ileri gidemeyeceğine inanıyorum. Kültürümüzü kaybettiğimizde doğru geleceği kuramayız, Türkiye’nin ortak aklını birleştirmeliyiz. Gecikmenin bedelini ödedik, ödemeye devam ediyoruz.
YORULDUK devletin ilgili kurumlarına seslenmekten. Bakın tarım ülkesi iddiamıza... Dünyanın en pahalı etini yiyoruz, pirinç, buğday, şeker ithal ediyoruz, köyden şehre göç tarım politikamızı bitirdi. Elbette tarım maliyetleri çok yüksek fakat bütün bu problemler için mevcut hükümeti sorumlu tutmak yetmez. Biz ne yapıyoruz? Ülkemizde çoban bulunamıyor, haberimiz var mı? Şaka gibi fakat gerçek. Tarım işçisi yok! Herkes memur olma ya da hemen patron olma derdinde. İŞ AHLAKI sıfırın altında. Bu kadar basit sonuçlar elimizde iken beylik laflar ile ülke kurtarmaya çalışıyoruz. Bu sonuçlar son elli, atmış yılın birikmiş faturası. Ülkemiz neleri nasıl kaybettiğini ne yazık ki, yaşayıp, görerek öğrendi. Yorulduk artık. Birey olarak, toplum olarak yorulduk. Aslında ihtiyacımız olan kendi insanlarına güvenen sevgi, saygı temelli, çalışkan, üretken ve sahip olduklarının farkında olmayı başarabilen insanlar olabilmekte. Anadolu’nun bereketli topraklarını omuzlarında taşıyan insanlarına doğru seslenebilmeli, gözlerinin içine bakarak, gözlerimizi kaçırmadan, nasırlı ellere saygı duyarak yanlışların, eksikliklerin ve cahilliğin sebeplerini sadece kamuda aramak yerine kendimizde de aramalıyız. Sırt döndüğümüz irdelediğimiz insanları anlayarak, aynı sofraları paylaşarak, aynı havayı teneffüs eden insanlar olarak ötekileştirmeden, düşünerek ama çok düşünerek; NEDEN, NİÇİN, NASIL çok sorarak yaşamayı bilmeliyiz. İsraftan kaçınarak, alışveriş yaparken, iş kurarken seçici davranarak ve bence en önemlisi komplekslerimizden arınarak ilk adımı atabiliriz. Yoksa söylenmeye devam.

Gastronomi adına YORULDUK

Gastronomi adına YORULDUKGastronomi adına YORULDUK

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.