Yalanlar gerçektir ama doğru değildir

A -
A +

Gerçek, bizden bağımsız olarak vardır. Biz onu kavrasak da kavramasak da vardır. Peki doğru ya da doğruluk nedir? Kısaca doğruluk, herhangi bir bilgiye ilişkin ortaya konulan değer yüklü bir tanımlamadır. Doğru gerçeğin aksine soyuttur ve zihinsel bir kavrayışın ürünüdür; yani bireyin zihinsel ve duyusal süreçten geçirerek algılamasıyla ortaya çıkar. Bu kavram karmaşası gelişen ve büyüyen yiyecek içecek sektöründe tüketici arayışlarına da yansır. Yiyecek ve içecek seçimi adına seçici insanlar için seçenekler çoğalıyor gibi görünse de durum pek öyle değil. Gerçek ve doğru ikilemi içinde kafalarımız karışık. Farklı araçlar eli ile insanların seçimleri biçimlendiriliyor, yönlendiriliyor. GERÇEK ve DOĞRU kavramları bu alanda korkarım daha çok zemin kaybediyor. Elbette bu durum DOĞRU ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE DERECELENDİRME kavramlarının önemini artırıyor. İşletmelerin yiyecek ve içecek kalitelerine ilişkin yükümlülüklerini zamanında yerine getirip getiremediğini çeşitli temel kriterler ışığında ölçmeye çalışan ve yiyecek içecek dünyasındaki durumlarını değerlendiren kuruluşların bazıları dünya genelinde, bazıları ise sadece belli başlı ülkeleri kapsayacak şekilde farklı zamanlarda ya da hâlâ devam ederek faaliyet gösteriyor. MICHELIN REHBERİ, ZAGAT, THE GOOD FOOD GUIDE, GAULT MILLAU ve THE WORLD’S 50 Best RESTAURANTS gibi örnekler genellikle bildiklerimiz. Bu büyük yapıların dışında ülkelerde lokal düzeyde çeşitli derecelendirme kuruluşları bulunmaktadır. Bu kuruluşlar arasında kuşkusuz en eski ve popüler olan MICHELIN, bir diğer yaygın çalışma GAULT MILLAU, THE GOOD FOOD GUIDE bir diğer restoran derecelendirme sistemidir. Ancak sadece İngiltere ile sınırlı, THE WORLD’S 50 BEST RESTAURANTS ise 2002 yılında kurulmuş; fakat genel olarak otoriteler THE WORLD’S 50 BEST RESTAURANTS sonuçlarını çok etik bulmuyor.

BİREYSEL DENEYİM ELE ALINIYOR

Aslında bu yapıların hepsi hakkında olumlu olduğu kadar olumsuz görüşler de mevcut. Ülkemizde turizm işletmeleri için Kültür ve Turizm Bakanlığınca 21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’na göre, Türkiye’de bulunan lokantaları 1. ve 2.sınıf lokanta olarak sınıflandıran iki sistem var. Ancak bu sistem GASTRONOMİ anlamında bir şey ifade etmiyor, daha çok fiziki kriterler esas alınıyor. Ülkemizde ise 2014’e kadar bazı gazetelerde mutfak içerikli yazılar yazan ve kendi amatör düşüncelerini paylaşan bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki insanlarca bugüne kadar el yordamıyla ve sadece bu kişilerin kendi deneyimleri doğrultusunda değerlendirmeler yapılmış. Elbette bu değerlendirmeler de tartışmaya çok açık. Kurumsal hüviyetle özel statüde ve ulusal düzeyde ilk çalışmalar 2014’te başlamış ilk organizasyon YEDİ KÖŞELİ YILDIZ ismiyle başlamış. Bugün ölçme, değerlendirme ve derecelendirme sistemi olarak KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ, BALKANLAR ve TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN bazı bölgelerini de kapsayan YEDY ismine dönüşmüş. PANDEMİ sebebiyle doğru bir değerlendirme olamayacağı düşüncesi ile 2019/2021 arasında rehber çıkarılmamış. Yeni rehberi 2022 Ekim ayı gibi çıkaracaklar.

DDOĞRUYU TAKİP ETME İMKÂNI

Ülkemizin bazı bölgeleri için değerlendirmeler yapan daha sonra kurulmuş ve hâlen faaliyetini sürdüren İNCİLİ GASTRONOMİ REHBERİ var. Her iki sisteminde elbette artı ve eksileri mevcut. Ama sonuç olarak bu anlamda öncü bir misyon üstlenmiş olmaları önemli. Emekli bir MICHELIN müfettişi olan Pascal REMY anılarını yazdığı MICHELIN STAR verilmesi sürecine eleştirel olarak yaklaştığı kitabında, bu mesleğin insanı yalnızlaştırdığını anlatıyor. Fransa’yı haftalar boyunca dolaşıp, sonunda yapayalnız akşam yemekleri yiyerek, yoğun bir raporlama süreci ve sıkı sıkıya bağlı olunması gerekli teslim tarihleri ile mücadele edilmesi gerektiğini anlatıyor. Evet keyifli görünse de hakikaten zor bir süreç. Şüphesiz ki bu tür çalışmalar özel ilgi, bilgi, birikim, beceri ve zaman ister. Sadece ilgi duyarak profesyonel değerlendirmeler yapmak şüphesiz çok mümkün değildir. Bu sebeple ülkemizde sağlıklı değerlendirmeler yapmaya çalışan bu kuruluşların desteklenmesinde büyük fayda var. Bu sayede kişisel görüşten öteye gitmeyen bireysel ve kimi zaman etik değerlendirmelerden uzak tavsiyeler giderek azalır. İnsanlarımız daha doğru ve gerçekçi değerlendirmeleri takip etme imkânı bulur. Unutmayın gerçekler doğruluğu anlaşıldıkları zaman anlam kazanır. Eğer gerçeği bilmiyorsanız inandığınız doğruların yanlış olma ihtimali yüksektir. Son söz yiyecek ve içecek dünyası için ELİMİZDEKİ İMKÂNLAR İLE DOĞRU BİLGİYE ULAŞABİLİR MİYİZ?

ERKEN HASAT LEZZETİ ANADOLU SOFRASI'NA TAŞINDI

Geyikli Bölgesi’nin önde gelen zeytinyağı üreticilerinden Olivoyage Zeytinyağları markasının kurucusu Oya Zingal ve Anadolu’nun geleneksel yemeklerini orijinal  reçeteleriyle yaşatan Sade Beş Denizler’in kurucularından Şef Deniz Şahin, “ölmez” ağacın eşsiz lezzetini Anadolu Sofrası’na taşıdı. Oya Zingal ve Deniz Şahin’in ev sahipliğinde Sade Beş Denizler Nişantaşı’nda 23 Mart’ta gerçekleşen “Anadolu Sofrasında İlk Hasat Lezzetleri” etkinliğinde gastronomi dünyasının önemli isimleri bir araya geldi. Geleneksel lezzetlerin sunulduğu bu özel sofrada konuklar Anadolu’nun sır lezzetlerinin hikâyelerini mutfak kültürü araştırmacısı ve yazar Adnan Şahin’den dinlediler.
Şef Şahin’in sihirli dokunuşları ve Olivoyage İlk Hasat Filtresiz Natürel Sızma Zeytinyağı ile hazırlanan Anadolu Sofrasında; acukadan fellah köftesine, limonlu beyinli gerdandan yer fıstıklı fırında enginara kadar birçok lezzet servis edildi. Sade Beş Denizler, Anadolu Sofrası menüsünü 1 ay boyunca müşterilerine servis edecek.

RESMİN BÜYÜK  HALİ İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN

Yalanlar gerçektir ama doğru değildir

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.