Haldur huldur ekipler ve kumpas notları

A -
A +

İddia: Siz Tahşiyecilere kumpas kurdunuz.

Savunma: Onlar sizin milletvekili yaptığınız Emniyet Genel Müdürü zamanında içeri alındı. Sizin bakanınız duyurdu, size yandaş kanallar haber yaptı.

Ses kayıtları var. Adam silah yapın, silahlanın, savaşın diyor. El Kaide ile bağlantıları var.
Detay: Kendi hiyerarşileri içinde işareti alınca Tahşiyecileri tasfiye etmek için yola çıkmışlar. Biri (polis istihbarat müdürü) bir rapor yazmış, bu rapora dayanarak işlem başlatılmış. Grup takibe alınmış. İçeri tıkacak birşey olmadığı için kendilerine göre delil üretmişler. Onlarca kişiyi içeri aldıkları gün montajlanmış ses kaydına görüntü yükleyip basına servis etmişler. (Ses kaydının orjinalini dinleyince gırgır şamata bir sohbetten başı sonu kesilerek böyle bir kayıt üretildiği anlaşılıyor)

O dönemde medyanın her kesimi, servis edilen bu kayıtları yayınlamış, yorum yapanlar olmuş. El Kaide'nin bir kolu çökertildiği için polisi tebrik edenler olmuş. ama... bizim abiler (polisler)  o dönemdeki Amerikan Elçiliği görevlilerine, "Bu grubun El Kaide ile bağlantılı olduğunu düşünmüyoruz" demişler. Elçilik görevlisinin merkeze geçtiği notlarda, "Gözdağı vermek için yapılmış bir operasyona benziyor" notu var.

Yapıyla irtibatlı medya operasyonla (kumpasla) ilgili yayınlarına polisin servsinden çok önce başlayıp alt yapıyı hazırlamış.

Bu durumda Amerikan mahkemelerindeki gibi jüri üyesi olsanız kararınızı açıklamadan önce (hani bir odada toplanıyorlar ya) nasıl yorum yapar işe nasıl bakarsınız?

A) İktidar bu işi 17 Aralık'ın üstünü örtmek için yapıyor..Evet kumpas kurmuş ve onlarca kişinin hayatını karartmışlar ama bu operasyonu yapanlar niyeti de iyi değil. Bırakalım gitsinler.
B) Yahu bu adamlar bu işlere neden bu kadar meraklı. Hangi taşı kaldırsak altından polisiyle, irtibatlı medyasıyla, irtibatlı savcı ve hakimiyle bunlar çıkıyor. Bunlar cemaat mi, devlet içinde devlet mi, kansız, acısız ağrısız sünnetçi gibi kansız infaz timi mi, bunların derdi ne olabilir?
C) Bizim görevimiz sadece bu olayda önümüze konan delillere ve savunmalara bakarak karar vermek. Ötesi bizi ilgilendirmez. Benzeri çok mağduriyet hikayesi duyduk onlardan yola çıkmak da doğru olmaz. El bombasındaki izleri de tam anlayamadık. Net olarak anladığınız tek şey, suç olmayan bir sohbet kasetinden insanları korkutacak, tedirgin edecek yüzlerce insanı zan altında bırakacak bir suç delili üretmişler.

.......

Haldur huldur ekipler her zaman baş ağrıtır. Bu kadar somut bir olayı (delil üretme) soruştururken bile yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Kumpas kurmanın, delil üretmenin basın özgürlüğünden sayılmasına bu acemilikler sebeb oldu.

Sadece bu olayda değil, bu ülkede senelerdir bütün soruşturmalarda, taaa Tantan'ın şaşalı baskınlarından Ergenekon soruşturmalarına kadar hep aynı tarzı görüyoruz. Baskın yaptım, arama yaptım, gözaltına aldım, adli tıpta muayene ettirdim, savcılığa götürdüm..Bu ağdalı süreç nedense bazılarını mutlu ediyor. Teamül haline geldi. Oysa bazı konular dedektif gibi çalışarak, tozu dumana katmadan yapılabilir. Emniyete davetle olur. Savcılığa davetle olur. Gelenekselleşen bu kaba, rencide edici metodu bu şebeke (parelel yapı) kullandı diye aynı usulü devam ettirmek, aynı şekilde mukabele etmek şart değil.

Biz terör zanlısını da, tecavüz zanlısını da, katl, yolsuzluk, uyuşturucu zanlısını da,  Ergenekoncuyu aynı usulle evinden alıyor aynı güzergahı dolaştırıyoruz. Hatta yolsuzluk yaptığı söylenen belediye başkanını..Hatta rektörü..Yahu davet et adamlar gelsin ya da ayaklarına git..Namın şanın azalmaz..Küstahca gitme nezaketle git, nezaketle konuş, lahmacuncu polis gibi koltuğa kaykılma, suçun cesameti ortaya çıkınca tavrını değiştirirsin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.