EY TÜSİAD ya da Avni'den al haberi

A -
A +

Derim ki, TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer'in Cansu Çamlıbel'e verdiği mülakatı okuyun.
Kırıp dökmeden, incitmeden, inatlaşmaya girmeden satır aralarında güzel şeyler söylemiş. Söylediklerinin önemi şurada:

Biz, bestesi ve güftesi bize ait olan türküleri koro hâlinde bir senedir çalıp söylüyoruz. Ama bizim dışımızda da bir dünya var. Onlar bu işlere nasıl bakıyor ve bizim türküden ne anlıyor? Dikkatli okuduğunuz zaman bir özet çıkarmak mümkün.

Ama diyorlar ki, dışımızdaki dünyadan bize ne? İster inansınlar ister inanmasınlar.. Onlar aynı metodu hep kullandılar. Şimdi sıra bizde. Bizim için önemli olan seçmenimizdir, potansiyel seçmenimizdir. Bu türküden onlar hoşlanıyor. Gerisi bizi bağlamaz. Sonuca bakarız. Bizim için sonuç sandıktır, bir şey diyemem, devam edelim o zaman.

Avni'den al haberi!

Twitter'in Avnisi'nin söylediklerine bakılırsa yakında Mısır'la barışma ihtimalimiz var. Öyle diyor Avni.. Ben de nasıl bir vesile bulunacağını merak ediyorum. Katar bizim kadar kalın duvarlar örmediği için barışması kolay oldu. Hadi diyelim vesile bulundu ve barıştık. Darbecilik işini ne yapacağız.. Rabia işaretleri ile Saraçhane Meydanında yatıp kalktığımız günler ne olacak? Kamuoyunu önceden hazırlamak lazım. Sisi güzellemelerine başlayınca Mursi işi ne olacak? O işlere profesyonel ekip kafa yorsun. Halid Meşal Abiyi kongreye davet eden ekip bir orta yol bulur. Sisi'yi düşman blokun ağına takılmaktan kurtarmak için ilişkileri canlandırmış olabiliriz. Sonra İsrail'le mi barışsak acaba.. Seçimden sonraya bırakmakta fayda var. Sever bizim seçmen kahrolsun İsrail söylemlerini.. İsrail'le hemen barışırsak Filistin ağıtları yakamayız. Yavaş yavaş..

Yüce Divan oylaması...

Rivayetler doğru ise partililer epey zamandır bu işe kafa yoruyormuş.
Dört bakan Yüce Divan'a gitsin mi gitmesin mi?

Gitmeleri lazım diyenlerin gerekçesi şu: Göndermezsek bunu kamuoyuna açıklayamayız Madem bir suçlarının olmadığına inanıyorlar gidip yargılanıp aklanıp gelsinler.

Aksini düşünenler ise, bu kararın istismar edileceğini, 17 Aralık'ın bir darbe teşebbüsü olduğu tezini zayıflatacağını söylüyor.

Her iki hâlde de istismar edileceği kesin. En azından cemaat diline dolayacaktır. Göndersen, hani yolsuzluk yoktu diyecektir. Göndermesen  olacağı buydu, külleneceği ve üstünün örtüleceği belliydi, denilecektir.

Bir üçüncü yol daha var: Eski bakanların komisyondan talepte bulunmaları. "Sayın komisyon üyeleri lütfen bizi gönderin, yargılanıp gelmek istiyoruz" demeleri.. Bu talep nasıl suistimal edilebilir ki? Zaten bakanlardan biri korkacak bir şeyim yok deyip duruyor. Gidip gelsinler. İçlerinde suçlu bulunan olsa dahi bu 17 Aralık'ın bir operasyon olduğu gerçeğini değiştirmez. 17 Aralık uluslararası müdahale teşebbüsüdür, demek yolsuzluk olmadı anlamına gelmiyor ki.. Biz hep sorup durmadık mı, madem böyle bir hassasiyetiniz vardı neden 11 yıl bekleyip 12. yılda aşka geldiniz.. Neden aldım-verdim olayları olurken ve kaydettiğinizi söylerken suçüstü yapmadınız, neden benzeri bir soruşturma daha önceki yıllarda olmadı? Bunların cevabı yok. Yolsuzluk hep vardı ama bunlar ilk defa kendi emelleri için manivela olarak kullanmaya yeltendiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.