Başkan ve adamları

A -
A +
Başkanlık sistemi sadece Erdoğan'ın değil çok kimsenin hayali idi.
Özal'ın, Demirel'in.. Demirel iktidarda iken zaman zaman faziletlerinden söz ederdi, Özal gündeme getirdiği zaman bize uymayacağını söylerdi. Daha doğrusu dolambaçlı analizlerinden çıkan sonuç buydu.
...
Bu sistemin cazibesi ne ki, belli aralıklarla hep gündeme geliyor? Ve hep karşı çıkanları oluyor.
Ben mukayese ile bu sonuca varıldığını düşünmüyorum. Gündeme getiren isimlerin taraftarları sıcak bakıyor, muhalifleri reddediyor.
Seçmen, sistemi dert etmez. Sonuca bakar. Bir de arkasında ümid var mı ışık var mı ona bakar.
Efendim başkanlık sistemi diktatörlüğe yol açar.. Nasıl açacak. Asıl parlamenter sistem diktatörlüğe yol açar.
Tek parti iktidarısın: Yürütme senin, yasama senin, cumhurbaşkanlığına gönderdiğin isim senin.. Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçildiği dönem diktatörlük için daha avantajlı bir dönemdi. Başkanlık sistemi ilave olarak ne getirecek de diktatörlüğe geçiş daha kolay olacak?
Eğer sadece adı başkanlık olan bir sisteme geçilecekse onu bilemem. Adı başkanlık olan sistem nasıl olur? Yine partiler ön planda olur. Milletvekili olmanın yolu parti merkezlerinden (dar bir kadronun onayından) geçer.
Yasama yürütmeyi denetleyemez.
Yürütme yasamayı kontrol eder. Halbuki teorisinde yürütme yasamanın içinden çıkıyor, yasama da yürütmeyi denetliyor. Uygulamada böyle bir imkân var mı?
Oysa başkanlık sisteminin olmazsa olmazlarından ikisi senato ve dar bölge sistemi.
Dar bölge sisteminde her seçim bölgesinden bir milletvekili seçileceği için;
Hatır gönül eş dost adaylarına yer kalmıyor.
Mesela o sistemde şu andaki parlamento üyelerinin yüzde 80'inin seçilme şansı yok.
Bürokrasiden geçiş şansı çok az.
Yazın şunu da listeye.. Seçilebilecek bir yere koyun deme imkânı yok. Liste yok.
Bir bölge için yüzlerce aday çıkabilir, seçim iki turlu olursa en çok oy alan iki aday ikinci tura kalır.. Sizin ya da bizim dayı oğlu ikinci tura kalanlar arasında olmaz.
Bu ne getirir? Milletvekilleri her ortamda iradelerini net olarak gösterebilirler. Toplu hâlde gelin, gidin, yapın, hadi bakalım denilemez. Her birini tek tek ikna etme ihtiyacı olur. Milletvekili olurlar.
Senatoya ise gün görmüş, belli bir yaşa gelmiş, gradosu yüksek insanlar gider. Ağırlığı olur.
Böyle bir sistem diktatörlüğe nasıl yol açacak?
Koalisyon ihtimali ortadan kalkar, istikrarsızlık olmaz, temsilde adaletsizlik olmaz.
Bakan seçerken parti içi denge, bölge dengesi, aman küsmesin ve darılmasınlar endişesi olmaz. Bakanlar başkan adına o işi yürüten sekreter hükmünde olur, daha rahat çalışırlar.
Karşı ve taraftar olanların niyetinden bağımsız olarak söylüyorum: Sistem fena değil. En büyük artılarından biri de iktidar olan partinin il ve ilçe teşkilatlarını ve yakınlarını ve hiç olmazsa belli sayıda insanı tayinde, nakilde, iş vermede, işe almada hoş tutma ihtiyacı olmaz. Bir başkan olacak bir de nihayetinde çevresinde 300-500 kişi... Bilemedin 1000 kişi.
Kaldı ki ben artı eksi hesabına girmeden eskiden beri başkanlık sistemine sempatik bakıyorum.
Yeter ki sistem şahıslara göre olmasın. Zayıf ihtimal demeden, Bahçeli'nin, Kılıçdaroğlu'nun, Demirtaş'ın orada oturabileceğini varsayarak konulan kurallar sağlıklı ve sahici olur.
Pratik ve angaryasız.
Herkes her işi başkan adına yapıyor. Ben senin değil devletin memuruyum ayağı yok.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.