Müntehib-i sani (İkinci seçmen)

A -
A +

Rakamların doğru olma ihtimali sarsıyor insanı.
Hangi insanı? O da yüzdelerin içinde var.
Ben sarsıcı diyorum ama belki de eğlenceli, bilmiyorum.
* Türkiye'deki seçmenin yüzde 17'si oyunu, arkadaşının, dostunun yönlendirmesiyle veriyor. Yüzde 20'siyse ebeveynlerinin...
* Kendi iradesiyle oy verenlerin oranı yüzde 40.
* Okuma ve yazma oranı yüksek olmasına rağmen gazete ve medyayı takip edenlerin sayısı ise oldukça az. Buna bağlı olarak, insanların farkındalığı ve refleksleri de değişkenlik gösteriyor. Bu noktada gazetelerin de insanların farkındalığını arttırmak için etkili olabileceğini düşünmüyorum.
Türkiye'de ana haber bülteni izleme oranı yalnızca yüzde 24. Bunun büyük bir çoğunluğu da muhalefet seçmeni... AKP'nin tabanı gazete okumadığı gibi haber programı da izlemiyor. Dolayısıyla vatandaşın gerçeklerden haberi fısıltı yoluyla oluyor.
* Türkiye'de günde 4.5 milyon gazete satılıyor. Bunun 3 milyonunu CHP'li seçmen alıyor. 500 binini MHP'liler alırken, 300 biniyse HDP ve diğer sol partililerin aldıklarını görüyoruz. (İktidar tabanına 700 bin kalıyor)
* "Ben dindarım" diyenlerin oranı yüzde 62.. Bunların yüzde 84'ü Sünni.
Bu araştırmayı Gezici araştırma şirket yapmış. Bu şirketin adını kamuoyu ne zaman duydu? "Oy oranlarını düşük gösterince polis baskınına uğradık" dediği gün.
Dedi, demedi, o taraf-bu taraf işi devreye girince toplumun büyük bir kesimi için yok hükmünde oluyor.
...
Kendi iradesiyle oy verenlerin oranının düşüklüğü bana iki dereceli seçimleri hatırlattı.
946'ya kadar uygulanmış. Müntehib-i evveller (birinci seçmenler) müntehib-i sanileri (ikinci seçmenler) seçmiş, onlar da milletvekillerini.
Tamam, seçimler göstermelik.. Kimin gelip gideceği önceden belli. Fakat bu kusur seçimin iki dereceli olmasından kaynaklanmıyor. Seçimler tek dereceli olsa da (olsaydı da) değişen bir şey olmayacaktı.
Bugün kimse hatırlamak, hatırlatmak istemez ama orta ve uzun vadede üzerinde düşünülmesine engel değil.
İlk defa 1908'de uygulanmış. Aynı tarihli İntihab-ı Mebusan Kanun-ı Muvakkatı;
Bir nahiyede bulunan 500-750 müntehib-i evvel bir müntehib-i sani seçer, diyor.
750-1250 arası 2, 1250'yi geçerse 3.
Müntehib-i evvel olabilmek için 22 yaşını doldurmak, medeni haklardan mahrum olmamak şartları aranıyor.
Biz seçmen yaşını bu kadar sene sonra 18'e düşürdük ve düşürmekle övündük. Hayatında hiçbir sorumluluk almamış, baba parası ile telefon kontörü alan genç neye göre oy verecek?
...
Benzeri bir uygulama bugün olsa, yaklaşık 50 milyon seçmen, 100 bin ikinci seçmeni seçer. 1000 kişiye bir olsun derseniz, ikinci seçmen sayısı 50.000 kişi olur. Milletvekillerini onlar seçer.
O 50 bin kişi sizin adınıza ölçer, tartar, kül yutar veya yutmaz veya karşılığını alır yutar ve seçimini yapar. Her şeye rağmen bugünden iyi olur gibi görünüyor.
İktidar olan veya olacak olan partiler de büyük bir külfetten kurtulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.