Duyduğuma göre kabahat sizinmiş

A -
A +

Görün gününüzü diyen bir adam var. Madem adam gibi oy vermediniz o zaman sonuçlarına katlanırsınız, diyor.
Ha, bir de diyor ki, "Anladınız mı bizim başkanlık ısrarımızın hikmetini?"
Başkanlık sistemi olmuş olsaymış, böyle bir seçim sonucundan sonra "Eyvah şimdi ne olacak bizim memleketin hali" demezmişiz.
Tamam, başkanlık sisteminde güvenoyu yok. 276 derdi yok. Ama parlamentodaki dağılım yine bugünkü gibi olursa bütçenizi bile onaylatamazsınız.
Her konuda yine eksik kalan kısmı tamamlayacak bir desteğe ihtiyacınız var. Bu da Türk sisteminde örtülü koalisyon demektir.
Çocuklar canım şöyle bir kanun çekti, mesaiye kalın ve hazır edin de diyemezsiniz.
Meclisi feshedersiniz, eksiği tamamlamak ümidiyle seçime gider ya artarak gelirsiniz ya da azalarak.
Sistem her şey değildir.
Öyle olsa çeşitli ülkelerde denenmiş ve başarılı olmuş sistemi herkes kopyalar ve rahat eder.
...
Başarı kiminse, kimin olacaksa başarısızlık da onundur. Seçmenin yeterli oyunu aldığımız zaman, "Yahu marifet bizde değil. Maşallah akıllı bir seçmeniniz var, onlar doğru yolu buldu" diyor muyuz?
Başardık, diyoruz.
Öncekiler başaramamıştı, diyoruz.
Seçmen geçen seçimde başarılı olamamıştı bu seçimde başardı mı, diyoruz.
Mantığın devamı başaramadık olur. Yanlış yapan seçmen olmaz.
....
Her insan merak sahibidir. Acaba ne olacak diye merak eder, endişe eder. Kendini akıllı zanneder. Biz de aptal değiliz, bakıyoruz, okuyoruz, dinliyoruz bir karara varıyoruz der.
Mesela bir sabah kalkar ki, Güneydoğu'yu karıştırmak isteyen hainler var. Eli kanlı katiller var. Nereden duyar bunları? Çoğunlukla sizin duygularınızla oynamak isteyenlerden duyar. Hala sinsi şekilde kamuoyu manipüle ediliyor. Varsın etsinler iş olacağına varır.
Bana kalırsa sizin dert edeceğiniz hiçbir  şey yoktur. Size düşen fazla bir şey de yok. Mesela ben, "Acaba ne olacak bu koalisyon işleri" konusunu hiç dert etmiyorum. Laf olsun diye değil, gerçekten ne olacaksa olacak, diyorum. İş öyle ya da böyle bir noktaya varacak. Zannetmeyin ki, salt çoğunluk aşılsaydı her şey kaldığı yerden devam ederdi. Bir tıkanma vardı, kabullenilmiyordu. Telkin şuydu: Evet ufak tefek sıkıntılar var. Siz 400 milletvekilini verin, gerisini dert etmeyin. Benim zihnimdeki şablonda seçmene fazla yer yoktur. Adet yerini bulsun diye seçmen dedi ki, istedi ki, demek istedi ki,  derim. Olur mu efendim, sandığa giden biziz, oy veren, tercihte bulunan.. Biz milli iradeyiz diyorsunuzdur.
İyi o zaman, yüksek iradenizden utanmayın. Böyle buyurdunuz, buyruğunuzun arkasında durun.

....

İki sene sonra bir noktaya geleceğiz. O zaman ben dönüp size soracağım: Yahu madem döne dolaşa, dağları dereleri aşa aşa buraya gelecektik iki sene neyin çilesini çektik. En başta bir adım atılarak varılacak yer için niye bu kadar dolaştık.
Siz de diyeceksiniz ki, niyetimiz çok iyi idi. Hainler, gafiller ve düşmanlar ve emperyalistler  yüzünden şeyettik. E güzel. Kurtuluş harbi dahil 90 yıldır düşmanlarla boğuşuyoruz. Bütün dünya bize karşı ama ne hikmetse bir türlü bizimle başedemiyorlar. Bütün ülkelerin bir tek gündemi var, Türkiye.. Yatıp kalkıp gizli mahfillerde bizi konuşup tartışıyorlar.7 düvel bir oldu bizden kopara kopara 60 milletvekili kopardı, bir de zafer kazanmışlar gibi oturup halay çektiler. (Halay haberi Zaytung'un değil havuzun)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.