Yazılı basının geleceği...

A -
A +
Herkes kararını verdi: Yazılı basın ölüyor..
On onbeş sene daha ya gider ya gitmez hesabı yapanlar bile var.
Neden?
Önce televizyonlar.. Ardından internet gazeteciliği.. Sosyal medya.. derken eski usul basılı kağıdı ele alıp sayfalarını çevirmenin anlamı kalmadı, deniyor.
Basılı gazete alanların da işe duygusal baktığı, 50 ve üstü yaş grubunun piyasadan çekilmesinden sonra bu işin biteceği hesabı yapılıyor.
Ben de başka türlü bir hesap yapacağım. İster fantezi deyin, ister gerçekleri kabullenemeyen birinin avunması sayın.. İsterseniz farklı bir bakış açısı deyin.
Mukayese yapacak değilim. Her şey ortada.
Herkes aynı şeyleri söylüyor:
"Eskiden şöyleydi, şimdi böyle.. Dünyanın öbür ucu bilgisayarımın ekranında.. Artık sosyal medya sayesinde herkes editör, patron, yazar.. Sosyal medya gazetelerden ve hatta televizyonlardan daha iyi gündem oluşturuyor. İnternet gazeteciliği sayesinde herkes her şeyden anbean haberdar.. Yazılı basın bile ağırlıklı olarak internet üzerinden takip ediliyor." 
....
Evet gazetelerin çoğu batacak.. Ama on onbeş sene sonra ayakta kalan yahut yeniden kurulacak olan iki gazete ülkenin ulusal gazetesi gibi olacak.. İnternet medyası, sosyal medya ve televizyonlarla kamu otoritesi arasında köprü görevi yapacak.
Binlerce haber portalından... Yüzlerce tv kanalından.. Sosyal paylaşım sitelerinin milyonlarca kullanıcısından süzülüp gelen talepler, problemler, eğilimler herkesin ortak değeri haline gelen bu gazetenin sayfalarında yer bulduğu zaman ulusal talep haline gelecek.. Belki o zaman federal seviyede talep denilecek, bilmiyorum.
Bu gazetenin sayfaları çok kıymetli olacak.
Ülkeyi idare edenler mesajlarını her kanaldan istifade ediyor olsalar da bu gazetede kayda geçirecekler.
Bu ülkede yaşayan herkes günlük hava raporuna bakar gibi bu gazeteye bakmaya mecbur kalacak.
Sosyal medya bu gazete sayfalarında yer bulmak ve gazete üzerinden talebini ulusal hale getirmek için lobicilik yapacak.
Gayet tabii böyle bir gazetenin muhtevası da, sayfa düzeni de, çalışanları da farklı olacak. Böyle bir gazete dijital olamaz, erişim bedeli basılısı ile aynı hatta biraz fazla olan dijital kopyası olabilir.
***
YUMUŞAK GÜÇ
'Yumuşak güç' terimi ilk defa Harvard Üniversitesi profesörü Joseph Nye tarafından ortaya atılmış.
Ülkelerin askeri ve ekonomik değil; sosyal bütünlük ve kültürüyle diğer ülkeleri etkileyişini anlatan 'yumuşak güç' araştırmaları yapılıyor, çetele tutuluyor. İlkinde İngiltere birinci, ABD ikinci olmuştu.
Ülkelerin diplomatik altyapısı, kültür alanında ortaya koydukları ürünler, eğitim kapasitesi, iş dünyasındaki cazibesi, düşünce kuruluşlarının sayısı, internet kullanıcılarının sayısı, son olimpiyatlarda kazanılan ödüller, medyanın gücü gibi alanlar inceleniyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.