İşkenceye maruz kalan Harbiyeliler

A -
A +
İki gündür televizyon kanallarını dolaşarak Kara Harp Okulu'ndan neden ayrılmak zorunda kaldıklarını anlatan iki öğrenci var.
Mağdur sayısının 2300 olduğunu, mağdurların temsilcisi olarak ekranlara çıktıklarını söylüyorlar.
2009-2016 yılları arasında Harbiye'den ayrılan öğrenci sayısı iki binden fazla.
Maruz kaldıkları işkenceleri 12 Eylül mağdurlarından bile dinlemedik. Tek istisnası Diyarbakır Hapishanesinde yaşananlardır.
Asfaltta sürükleyerek yara bere içinde bırakmak.. Sonra yaraya tuz basmak.. Sonra günlerce aç bırakmak.. Sonra ölmesin diye serum bağlatmak.. Serum şişesi yarılanmadan revirden çıkarmak.. Her fırsatta dayak.. Her işkenceden sonra, "En iyisi sen bir dilekçe yaz, çek git" telkinleri.
Sıralı amirlere tek tek giderek yaşadıklarını anlatmayı deneyenler olmuş.
Anlatılanlara göre şebeke her tarafta.. Hepsi başından savmış.. Duymazdan gelmiş. Dayanamıyorsan git demiş.
Cemaatten olmayanı veya olma ihtimali olmayanı Harbiye'de yaşatmamışlar.
Babası muvazzaf albay olan bir öğrenci de aynı şiddeti yaşamış.
Baba okul komutanı ile görüşememiş.
Aylar sonra bir aracı vasıtasıyla ulaşmış, ciddiye almamışlar.
Baba, Kara Kuvvetleri Komutanlığına,
Genelkurmaya dilekçe yazmış. Suç duyurusunda bulunmuş. Bir hafta sonra dilekçesine verilen cevapta, "Yapılan araştırma-soruşturma sonunda suç unsuruna rastlanmamıştır" cevabı verilmiş.
Olayların yaşandığı tarih aralığı 2009-2016.
Sayın bakalım arada kaç kuvvet komutanı, kaç genelkurmay başkanı var.
Kaç okul komutanı var.
Bu kadar insan olup bitenlerden nasıl habersiz olur. Nasıl atlatılır. Daha Harp okulunda yaşananlardan habersiz olanların diğer işlerden haberdar olması nasıl beklenir.
Yoksa “Hepsi her şeyden haberdardı ama yapabilecekleri bir şey yoktu” mu demeliyiz.
Haydi hiçbir şeyden haberleri yoktu, bu kadar kısa zamanda bu kadar öğrenci neden kendi isteğiyle ayrılmış, araştıralım diyen bir adam çıkmamış mı?
Ayrılanlardan üçünün, beşinin, onbeşinin hikâyesini dinleyelim diyen olmamış mı?
Tarih aralığına bakın.. 2013-16.. Haydi 2013 senesine kadar olan kısımda herkes var.. Hepimiz gafil avlandık. Bilmiyorduk, tahmin edememiştik vs diyebiliyoruz. 2013 sonrasının açıklaması ne?
....
Böyle hikâyeleri dinleyince insanın bütün acılarına rağmen, "İyi ki darbe teşebbüsü olmuş da temizlik fırsatı doğmuş" diyesi geliyor.
Başka türlü nasıl haberimiz olurdu.
Keşke bu tarih aralığındaki askeri sorumlular da çıkıp konuşsa.. Nasıl uyumuşlar anlatsalar.. Biz bunları ayıklayacaktık ama siyasi iradenin itiraz kayıtları ve tavrı mazeretinin bu hikâyelerde oturtulabileceği yer yok. Askerin YAŞ kararıyla attıklarının içinde şebeke elemanı yok. Bunları tehlike olarak görmemişler. Daha doğrusu bunları görememişler. Eleme kriterlerine göre bunların her biri makbul adam, aranan asker sayılıyor. Bunların uygun gördükleri ağa takılıyor. Bazen de yem olarak ortaya attıkları..
Paşaların en kararlısı, orduevine başörtülü girmesini yasaklamış, o oltaya takılmış.
Siyasilerin en uyanığı o kadar sene içinde ne yapmış?
2013 öncesine çizgi çektik. Sonrasında paralel kampanyaları ile bu şebekenin ordudaki üyelerine erişebilir miydik?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.