16.000 tutuklu vesilesiyle..

A -
A +
İçişleri Bakanı geçen gün yaklaşık sayıları açıkladı:
76.000 kamu çalışanının işine son verilmiş.
16.000 kişi tutuklanmış.
5.000 kişi gözaltına alınmış.
Zaman içinde tutuklanan sayısı artacak veya azalacak, bilmiyoruz.
Belki bu işin mahkemesi aylarca sürecek. Bir hazırlık yapıldığı, hükümlülerden bir kısmının denetimli serbestliğin kapsamı değiştirilerek evlerine gönderilmesi düşünülüyor.
İnfaz kanununda değişiklik yapılması düşünülüyor.
Anlaşılan o ki bir ekip bu konularda çalışıyor, tartışıyor.
FETÖ'nün sempatizanları ayrı bir kategori. Onlarla uğraşan yok.
17 Aralık’tan önce bunları iyilik timsali zannedip yardım edenler, bağış yapanlar veya menfaat için bağış yapanlar veya açığı gediği bulunup şantaja maruz kalanlar bu gruba dahil değil.
Tutuklananlar şebeke üyesi. Bu kadar şebeke üyesinin diğer mahkumlar gibi ne kadar yıl hüküm giymişse o kadar yıl hapishanelerde tutulması da ayrı dert.
Bence o ekip mahkeme sonrasına da kafa yormalı. Mesela bunları bir adada toplayıp çalıştıracak bir düzen kurulmalı. Çalışsınlar, kamuya yük olmadan masraflarını çıkarsınlar.
Hiçbirini asgari uyku ve dinlenme saati dışında boş tutmamalı. 18 yıla hüküm giymişse 18 yıl çalışsın.
Ve hatta mümkünse hiçbirini diğer mahkumların arasına katmamak lazım.
...
Kamuoyunda öfke birikmiş.
Bugün bunları ne yapalım diye sorsanız yüzde 80'i hemen asalım, der.
Bu genel arzunun bir açıklaması olabilir. Siyasilerin idam cezası tekrar getirilse dahi bunlara uygulanamayacağını bildikleri hâlde muğlak konuşmalarının açıklaması da olabilir.
Ama bırakın mevzuatı, yeniden düzenlemeyi vs.. İdam cezası şu anda yürürlükte olsa dahi bu kadar insanı asalım kurtulalım demek mümkün değil. İhtilal dönemlerinde dahi asılan insan sayısı üçtür nihayetinde beştir.
15-20 bin insanı ağırlaştırılmış hapis diyerek bir hücrede ömür boyu beslemek de ayrı bir dert. Uluslararası hukukun izin verdiği ölçüde gece gündüz çalıştırmak lazım. İmalat mı olur, dağda bayırda ağaçlandırma mı, mıntıka temizliği mi, mandıralar mı kurulur, ekip biçme işlerinde mi olur.. Taş kırmada mı olur bilemem. Bir düzen kurup alıştırmak lazım.
Mahkeme safahatında ne kadarı ortaya çıkar? Tutuklular arasında bu işin elebaşları var mı, örgüt hiyerarşisinde hepsi eşit mi?
....
Millette öfkenin yanında hassasiyet de oluştu.
Bu büyük bir yara.. Bunların 35 yılda açtıkları yara kolay kolay kabuk bağlamaz. Ne kadar mukaddes kavram varsa kirlettiler. İnsanların yardım duygularını körelttiler. Tek teselli yolu acı bir vesileyle de olsa milletin bunlardan kurtuluyor olması.
...
Not: Kutlu Doğum Haftası da her şeyi ile bu yapıyı çağrıştırıyor. İnşallah bir daha öyle acayip garaip kutlamalar olmaz.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.