Hot-zotla olmayacak işlerden biri..

A -
A +
Dört arkadaş aynı Türkiye'de aynı üniversiteden mezun olmuş. Üçü burada biri Japonya'da master yapmaya karar vermiş. Japonya'ya giden, Mr. Asil mahlasıyla yaşadıklarını Ekşi Sözlük’te paylaşmış. Hem güzel notlar hem de birçok işin hot-zotla olamayacağını gösteriyor. Bu birkaç fırın ekmek yeme işi de değil..
.....
"Tembel bir insan olduğum için üniversiteden 2,40 ortalama ile mezun oldum. Ben de birçok insan gibi mecburiyet olmadan bir işi yapmayan birisiyim ve ülkemizin eğitim sistemi beni öğrenmeye mecbur bırakmıyor. Birkaç sene önce çıkmış soruları veya kitap/ders notlarının belirli sayfa aralıklarını ezberleyerek üniversite öğrencilerinin yüzde 80'i gibi sınavdan bir gece önce çalışıp bir saat sonra unutarak dört yılı tamamladım.
...
Dört arkadaş master yapmaya karar verdik. Aralarında en tembel ve en az sorumluluk sahibi olan bendim. Master eğitimimi Japonya'da yapmaya karar verdim. Diğer üçü eğitim hayatlarına mezun olduğumuz üniversitede devam ettiler.
Üç arkadaşım da hem master yapıp hem de KPSS'ye çalıştılar. Ayda bir iki defa okula giderek mezun oldular. Akademik danışmanları bunlara bir İngilizce makaleyi Türkçeye çevirmeleri için bir ay süre verdi, yaptıkları deneyleri ayda bir kere okula giderek tamamladılar.
Ben, Japonya'ya geldiğim günden itibaren günde ortalama 12 saat çalışmaya başladım. Ortalama 12 saat, hafta sonları dâhil, bazı günler 18 saat çalışırken bazı günler sadece 6-7 saat çalışarak kendime vakit ayırdım. 12 saat çalışmak zorundaydım çünkü mecbur bırakıldım. İngilizcem ve bölümüm hakkında genel bilgilerim yeterli değildi. Belki de üniversitenin en düşük seviyedeki öğrencisi bendim, bu şekilde inandırıldım ve çalışıp öğrenmeye mecbur edildim.
Türkiye'de lisans eğitiminde hoca bize deney öğretirken pahalı olduğu için saf su dahi kullanmıyordu. Burada sırf bir kuralı bana öğretmek için hocam, 500 liralık kimyasalı çöpe attırdı. Kural şuydu: enzimleri -20 derecede saklayıp, kullanacağın zaman direkt buz üstüne koyacaksın ve kullandığın süre boyunca buz üstünde kalacak. Ben buzluktan çıkartıp yeni açtığım enzimi buz kullanmadan masamın üstüne koyduğum için hoca çöpe atmamı istedi. Enzimin yapısı bozulursa sadece benim değil, o enzimi kullanan herkesin deneyini etkilerdi. O kuralı öğrenmem 500 liradan daha önemliydi burada.
Türkiye'de deney yaparken senden istenen şey deneyi ne şekilde yapacağını ve deneyde kullandığın kimyasalları ezberlemek. Burada kullanacağın kimyasalları tek tek senin yapmanı ve hangi sebeple kullandığının farkında olmanı bekliyorlar. Bir kere hocama bir kimyasalın yerini sordum, araştırıp bulacaksın yoksa araştırıp yapacaksın, eğer yapamayacağın bir kimyasal ise sipariş vereceksin, dedi. Ben de internetten araştırıp yapmaya çalıştım, olmadı. Hocam nasıl araştırıp yaptığımı sordu, internetten baktım deyince, beş katlı, içinde milyonlarca kitap olan kütüphane dururken bilgi kirliliğinin kol gezdiği interneti kullandığım için kızdı.
Ertesi gün sabah 9'da gittim kütüphaneye, akşama kadar altı tane kitap okudum sırf kimyasalın yapımını öğrenmek için. o gün öğrenmenin zevkli bir şey olduğunu anladım.
Bilgiyi elde etmek o kadar da kolay değilmiş bunu öğrettiler bana. Elde ettiğim bilginin kalitesini sorgulamayı öğrettiler bana. Gerekirse profesöre kafa tutup, bildiğin yolda ilerlemeyi, profesörün yaptıklarını sorgulamayı öğrettiler bana. Türkiye'de ayda bir makale çevirip mezun olmak varken ben günde 2-3 tane makale okuyup onları eksiksiz olarak anlamaya mecbur edildim. Bir makaleyi eksiksiz olarak anlamak demek o makalede yapılan deneyin aynısını yapabilecek seviyede olmak demekmiş. Bir makaleyi okuyup "hımm bu böyleymiş" demek olmuyormuş, okuduğun makaleyi alıntılayan diğer makalelere de bakıp öğrendiğin bilginin gerçekten o şekilde mi olduğuna emin olmak gerekiyormuş.
Kısacası ben gerçek bilim adamlarından gerçek bilimi öğrenirken benimle aynı dereceyi alan kişiler ayda bir kere okula giderek aldılar. Bu şekilde yazınca "ben çok çalıştım en iyisini ben hak ediyorum" gibi oldu ama öyle değil. Diğer üç arkadaşımdan herhangi biri gelse aynı başarılara, belki daha fazlasına sahip olacaktı.
Doktoradan mezun olduktan sonra Türkiye'ye dönüp bir üniversitede doçentliğe başlasam üç büyük problem beni bekliyor.." diyerek devam etmiş notlarına.. Arzu eden Mr. Asil mahlasıyla Ekşi Sözlük’te yazdıklarına bakabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.