Haliç o zamanlar kokuyordu.

A -
A +
Yıllar önce, Milliyet gazetesi o devrin şöhretleriyle seri röportajlar yapmıştı.
Konu Türk futboluydu, herkese aynı sorular soruluyordu. Cevaplar da genellikle tek cümlelik oluyordu.
Röportaj yaptıkları isimler arasında Necip Fazıl da vardı.
O röportajın son cümlesini hiç unutmuyorum. Türk futboluyla ilgili sorular bitince şöyle sormuşlar:
-Peki üstadım Türk güreşi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cevap:
-Haliç’in neresinden bir bardak su alıp tahlil ettirseniz hepsinin sonucu aynı çıkar.
....
Bende Bileşik Kaplar Kanunu takıntısı var.
Bunu zaman zaman hatırlatırım. Bir ülkenin adliye sistemi eh işte ise polis teşkilatı fevkalade olmaz. Jandarma mükemmel ama polis eh işte olmaz.
Yahu biz üniversite işini çok beceremedik ama savunma sanayiinde çok yol katettik de olmaz.
Diğer işlerimiz neyse ne de ordumuz NATO'nun ikinci büyük ordusu da olmaz. Kastedilen asker sayısı ise Kuzey Kore bir numara.
Eğitimin neyse sağlığın, sağlık sistemin odur. Mahkemen neyse karakolun odur. Üniversiten neyse savunma sanayiin odur. Savunma sanayiin neyse ekonomin odur. AR-GE'n ne hâldeyse istihbaratın o hâldedir.
Üstelik bu iş parayla olacak iş de değildir. Öyle olsa petrolü olan ülkeler, iyi günlerinde dünyanın en iyi istihbarat teşkilatlarını kurarlardı.
Kurabileni var mı?
Öncesini bilmiyorum, 30 yıl boyunca bu ülkede hep ordu reklamı yapıldı.
O devirlerde memleketin ekonomisi kötüydü, adliyesi, eğitimi, hastanesi, ulaşımı kötüydü ama ordusu dünya standartlarındaydı. Hatta üstündeydi.
Anlatılan üç aşağı beş yukarı buydu.
Bütün anketlerde en güvenilen kurumlar sıralamasında birinci olurdu. Yüzde 90'a vurmuştu.
Parlamento'ya güven en fazla yüzde 60, polise yüzde 45-50, mahkemelere 30-40 ama orduya güven yüzde 90.
Böyle diyordu anketler.
Daha garibi insanlar askere gider-gelir ne olduğunu veya olmadığını biraz görür ama ekrana çıkınca, eline kalemi alınca o da aynı besteyi çalardı.
İnsanların hayalleri ne zaman yıkıldı? 15 Temmuz'da yerle bir oldu ama ondan önce yıkıldı. Bunun böyle olmadığını fark ettiler. Veya zaten biliyorlardı seslendirebilecek hâle geldiler. Aksi, teknik olarak zaten mümkün değildi; abartmak kimin işine yarıyordu, kimin projesiydi emin değilim.
Uzman olmanız şart değil. Bileşik Kaplar Kanunu'na göre sizin bildiğiniz yerler ne hâldeyse öbür taraflar da öyledir, inanın.
Üstelik böyle düşünmek ayıp değil. Dışarısı zaten yemez kendimiz için abartınca ne olacak? 30 sene tek kurumu abarttık, elimize ne geçti.
..
Dünyadaki ve bölgedeki yerimizi yurdumuzu ve gücümüzü iyi bilmeliyiz.
Elbette sıradan, küçük bir devlet değiliz.
Tarihi ve devlet tecrübesi olmayan dünün yerden bitme cumhuriyetleri arasına konamayız. Ama yaptırım gücü olan ve dünyaya söz geçirebilen bir ülke değiliz. Teknolojide ve bilimsel alandaki sıralamamız belli. Terörle boğuşuyoruz, dış problemlerimiz var kronikleşmiş başka dertlerimiz var.
Bu hâlde ülke dışına nizâmât veremeyiz.
Yerimizi yurdumuzu iyi bilirsek yükselmenin yolunu daha kolay buluruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.