OLSA İLE BULSA

A -
A +
Yıllar önce gelir gruplarına göre insanların tüketim alışkanlıkları ve harcama meyilleri üzerine bir araştırma okumuştum.
Bu araştırmanın bir maddesi şöyleydi:
Aylık geliri 1000 lira olan zanneder ki, 1500 lira olsa sıkıntıları bitecek.. Kendi hesaplarına göre açığı 500 lira..
Oysa 1500 lira alanlar da var, onlar da 2200 lira olunca problemlerinin biteceğini zannediyor..
2200 alanlar.. bütün açığın 800 liradan ibaret olduğunu, 3000 lira olması hâlinde düze çıkacağını zannediyor..
Bu kademeler taaa 13.000 dolara kadar gidiyor.
13.000 dolar sınır.. 13.000 dolar aylık geliri olanlar.. 15 bin olsa, 20 bin olsa şöyle ya da böyle yaparım demezmiş.. O sınırda keşke bitiyormuş.
Bitiyormuş derken sabit geliri olanlardan söz ediliyor.
İstediği zaman istediği kadar harcama imkânı olanlar farklı bir kategori.
Bu, yabancılar için yapılmış bir araştırma..
Size göre Türkiye'de bu sınır nedir?
Matematik olarak bakınca sınır daha düşük gibi görünüyor.
Yani Amerikalının 13.000 dolara satın alabildiği mal ve hizmetleri bir Türk 9.000 dolara alır, o hâlde sınır 9.000 dolardır, diyor sohbet ortamında sorduğum arkadaşlarım..
Bana makul bir izah gibi gelmiyor.
Satın alma gücü paritesi hesaplarına esas olan sepetin içinde olmayan, adı konulmamış refah kriterleri var.. Onları yabancılar Türk vatandaşının ödediği bedelin dörtte birini ödeyerek alıyor.
Dolayısı ile eğer bu araştırma doğru ise bizde de sınır ya aynıdır ya da biraz yüksek.
....
Böyle bir araştırma bizim ne işimize yarar?
En azından kendimizi avutmamış oluruz.
İmkânım 3 lira, 5 olsa hiçbir sıkıntım kalmaz, diye düşünmeyiz.
İmkân 5 de olsa sıkıntı olacak, 7 de olsa..
 
PSİKOLOJİK HARP
 
Ertuğrul Zekai Ökte, Psikolojik harp deyince akla gelen ilk isim.. O da verdiği bir mülakatta; "Psikolojik harekâtı Türkiye'de ben başlattım. Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nı kurdum, o zaman bilinmiyordu. Psikolojik harekâtı Toplumla İlişkiler Başkanlığı yapar. Gizli kısmını MİT yapar. İçeriye, halka karşı da yapılıyor. Her türlü vasıta kullanılır. Medyayla da yapılır. Medyanın yüzde 80'i psikolojik harekât yapıyor" demişti.
Eskiden "devletimiz" deyince iş bitiyordu. Şimdi yetmiyor. Bir soru daha sormak lazım: Bu işleri kim, kimin için yapıyor?
Kimse kimseye güvenemiyor. Herkes herkese şüphe ile bakıyor.
Herkes kendinden endişe ediyor.
"Bizim için" diyebiliyor muyuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.