Profesyonel dolandırıcı mağduruyum!

A -
A +
Ankara'nın merkez ilçesi Pursaklar'ın Gümüşoluk Mahallesi Kurusarı Camii imam hatibiyim. (İsmi bizde mahfuz) Bir avukatın yanında hukuki işlerini yürüten ve ismi ve ikametgâh adresini araştırıp bulduğum bir şahıs ile o hukuk bürosuna gidip gelirken tanıştım. Oraya da şahsımın, aslen Eskişehirli olmam nedeniyle yakınlarımdan kalma gayrimenkullerin hukuki anlaşılmazlığı yüzünden o avukata vekâletname verirken tanışmıştım. Avukatın yanında çalışan bu şahısla da gelip giderken dostluğumuz ilerledi. 2015 yılı Ağustos ayında şahsımdan borç para istedi. Ben de paramın olmadığını beyan ettim. Bu şahıs bana “kredi kartın da mı yok” diye söyledi. 4 tane çocuğu olduğunu bildiğimden eşime ait Şekerbank Hasat kredi kartını 500 lira harcamak üzere verdim. İyi niyetime ve çocuklarının hatırına ve avukatın yanında çalışması nedeniyle hukuka saygılı olacağına güvendiğimden ve bizim din görevlisi olarak yardımcı olmada öncelikli kişiler olmamız nedeniyle verdim. Bu karttan tam 9.500 lira harcama yapmış. Niye bu kadar harcama yaptığını sorduğumda “hocam ödeyeceğim” dedi. Günü geldiğinde, 2015 Kurban Bayramından sonra ödeyecekti. Bir de senet almıştım. Bunu da günü geldiğinde ödemedi. Ben de icraya verdim. Bilinçli olarak üzerine hiçbir mal varlığı olmadığından bir işlem yapılmadı. Bu şahsı BİMER aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına güven duygusu ve dolandırıcılıktan şikâyette bulundum. Savcılıktan gelen evrak “kovuşturmaya yer yoktur” olarak geldi. Ankara Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz ettim. İtirazın sonucu kesin ret olarak geldi ve bu şahsın yapmış olduğu harcamaları, ben din görevlisi olarak sahtekâr durumuna düşmemek için başka bir bankadan kredi kullanarak ödedim. O günden bugüne bu şahsa adli merciler hiçbir işlem yapmıyor ve bir sonuç da alamadım... 28 yıllık din görevlisiyim. Hukuka ve adalete güvenen bir kimseyim. Ama bu yaşadığım olayı ve sonuç alamama hâlimi içime sindiremiyorum. Kafam allak bullak oldu. Değişik soru işaretleri belirdi. Böyle şahıslar insanların güvenini suistimal ederek elini kolunu sallaya sallaya nasıl gezebilmektedir? Neden bizim gibi aylıkla çalışan insanlar iyi niyetin mağduru olmaktadır? Bu durumda hakkımızı nerede arayalım? Sizlerin aracılığıyla bunu öğrenmek istiyorum. Böyle şahıslar bu işleri meslek edinmişler, neden bunlar hakkında adli işlem yapılmıyor ve yapılmamaktadır? Bu insanların bu suistimallerine dur denecek bir düzenleme niçin yapılmıyor? Saygılarımla...            Osman Geriş-Ankara     Tıp dilinde de halkın dili kullanılsın   Sayın Feridun Ağabey, halkın anlayacağı Türkçe kelimelere dikkat etme konusunda iki istekte bulunacağım. Birincisi okuduğum gazetemdeki köşe yazılarında ve haberlerde kullanılan kelimelerin halkın anlayacağı şekilde sadeleştirilmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Bir de ilçemize Tosya Devlet hastanesi yeni yapıldı. Önce Sağlık Bakanı gelip açılışını yaptı. Hükûmetimiz her yönden sadeleşmeye gidiyor. Halkın anlayacağı Türkçe kullanmanın önemini anlatıyor. Hastanelerde ise belki tıbbi terim olarak gerekli olabilse de vatandaşın anlayamayacağı etiketlerde de bu sadeleştirmeye gidilemez mi? Dâhiliye Mütehassısı yerine İç Hastalıkları hekimi, Üroloji, Ortopedi, Resüsitasyon, Odyometri Enerji Odası CRP Odası, EKO-EFOR SFT Odası gibi etiketler var. Bunları halktan kaç kişi anlıyor? Bunların da halkın anlayacağı dilde yazılmasını öneriyorum. Saygılarımla...            Hasan Karaboğa-Tosya/Kastamonu     BAĞ-KUR borçluları da vade istiyor   Sevgili Feridun Ağabey, zor günlerden geçilen dönemde hükûmetimizin halkın hayatını kolaylaştırmaya dönük tedbirleri ve uygulamaları takdire şayan. SGK prim ödemelerinde af ve yeniden indirim uygulamaları bizleri sevindiriyor. Bir de emlak sektöründe yapılan kampanya ile 20 yıl vadeli satışlar gündeme geldi. Buradan yola çıkarak benim gibi binlerce zorda olan esnafımızı ilgilendirecek BAĞ-KUR borçluları için böyle bir kampanya uygulansa ne olur? Emekliliği hak edip borçlanma talep eden BAĞ-KUR’lulara da 20 yıl vade gibi yirmi yıl olmasa da on yıl gibi -hatta beş yıl gibi bir uzun vadeye bile razıyız- olsa fena mı olur? Bu konuyu devlet yetkililerimize Sayın Cumhurbaşkanımıza iletebilirseniz sevinirim Ağabey. Saygılarımla.             Ö.C.- Adapazarı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.