Hilal Aysal: Babam beni kandırdı otomotiv işine girdim

A -
A +

Rolls-Royce Motor Cars’ın marka müdürü Hilal Aysal: “Kilolarım sebebiyle istediğim gibi giyinemediğim için moda okudum. Amacım her bedenin bulunduğu bir marka çıkarmaktı. Aile işi yapmak istemiyordum.” “Fakat babam akıllı adam, bir iş için beni otomobil fabrikasına gönderdi. Bir baktım otomotiv sektörüne girmişim...” 
Hilal Aysal: Babam beni kandırdı otomotiv işine girdim
Bu haftaki röportajım otomotiv dünyasında az bulunan hanımlardan bir tanesi Rolls-Royce Motor Cars’ın Marka Müdürü Hilal Aysal ile. Dünyanın en sıra dışı otomobillerinden birisinin marka müdürü, çocukluğu otomobillerle geçmiş ama aynı zamanda da bir moda âşığı. Moda okumuş. Hem genç, hem dinamik, hem güzel, hem de konusunu çok iyi biliyor. Erkeklerin dünyasındaki güçlü kadınlardan.  

 Moda okudun ama sonra otomotiv dünyasına geçiş nasıl oldu?
 Yeditepe Üniversitesi’nde moda ve tekstil tasarımı okuduktan sonra New York’a yerleştim. New York’ta okurken Royal Motors yani aile şirketimiz Rolls Royce’un distribütörü oldu. Ailemle, babamla çalışmak gibi bir düşüncem aslında yoktu. Bir yaz ayında İstanbul’a geldim. Ofiste otuturken bir şekilde fabrikaya gitmem gerekti. İngiltere’de Goodwood’daki fabrikada 3 gün geçirdim. Çok farklı bir dünya ile karşılaştım. Babamla konuştum ve kalmaya karar verdim.
Hilal Aysal: Babam beni kandırdı otomotiv işine girdim
 Fabrikaya kandırdı yani öyle mi?
 Evet aynen öyle oldu. Babam çok zeki bir adam, bana kal demedi. Fabrikaya gönderdi ve ufak ufak işle tanıştırdı. Aslında otomotiv sektörü uzak durmaya çalıştığım bir sektördü. Aile şirketinde çalışmak istemiyordum.

Neden?
Çocukluğumdan beri erkek gibi büyüdüm. Zaten otomobillere meraklıydım. Biraz kız çocuğu gibi durmak istedim. Belki de o yüzden moda okudum. Ama günün sonunda Rolls Royce her şekliyle bağladı. Güzel sanatlar geçmişimde aslında işimle çok ilgili, çünkü Rolls Royce sadece bir araç değil, yürüyen bir sanat eseri.

 Babayla çalışmak nasıl?
 Artıları ve eksileri olan bir şey ancak biz 4 senedir dengeyi bulduk ve götürüyoruz. Artıları her zaman ağır bastı o yüzden her gitmeyi düşündüğümde kalmayı tercih ettim. 

 Otomotiv dünyasında çok az kadın var, zor mu bu kadar erkek egemen bir dünyada çalışmak?
Özellikle de bu segmentte. Bu bana keyif veriyor. Erkek egemen bir dünyada, güçlü konumda bir kadın olmak kolay sıyrılmanızı sağlıyor. Daha çabuk dikkat çekiyorsunuz. İnsanlar bunu görmeye alışkın olmadıkları için sizi zorlayabiliyorlar. Ben satışçı değilim ama mesela bir erkek satışçıya sormayacakları şeyleri, kadın bir satışçıya sadece biliyor mu diye test etmek için sorabiliyorlar. 
Hilal Aysal: Babam beni kandırdı otomotiv işine girdim
 Günlük hayatta hangi otomobili kullanıyorsunuz?

 Smart fortwo. Minik. İstanbul trafiğinde çok rahat. Çok küçük yaşımdan beri otomobil kullanıyorum. Babamın 35 yıllık otomotiv geçmişini ve yarışçı da olduğunu düşünürseniz, aklınıza gelebilecek birçok aracı kullandım. İstanbul trafiğinde Smart fortwo en güzel çözüm. Babam da onu kullanıyor. 

 Modayla ilgili bir gelecek planın var mı, yoksa sadece otomotiv sektörüne mi odaklandın?
 Otomotiv sektörü ahtapot gibi, beni bırakmayacak, ama aile şirketi olması da çok büyük etken tabii ki. Kendime 5 yıl boyunca bu iş dışında başka bir şey yapmama sözü verdim. Ama ileride modayla ilgili de birşeyler yapmak istiyorum. Belki aksesuarlarla başlayabilirim. 

 Neden moda okudunuz?
Çok kiloluydum. Oversize’dım. Hep istediğim gibi giyinmek istedim, biraz daha “street fashion”, “grungy” , uçta şeylerden hoşlandım. Fakat maalesef dünyada da olan bir açık bu. Hep karşıma anneanne pantolonları çıktı. Lisede ben giyinemezdim, ben ağlardım, sonra da annem ağlardı. O zaman karar verdim. Basit kıyafetlerin de olduğu her bedenin bulunduğu bir marka. Çünkü oversize bir insan olarak basit, beyaz bir tişört bulmanın ne kadar zor olduğunu yakından yaşadım. 

 Kaç kiloydunuz?
 130’ların üstünü görmüştüm. Tüp mide ameliyatıyla 50 kilodan fazla verdim. Çok az geri aldım. 5 kilo kadar. Belli bir süre sonra kendimi dengelemeyi öğrendim. Doktorum bana “bunu yapabileceksin” dediğinde, inanmadım. O eski hâline dönmemek için insan yeri geliyor sadece sıvıyla da gününü geçirebiliyor.

 Ne değişti hayatınızda?
 Sosyal hayatımda renkli ve sesli bir insanım. Kilo verdikten sonra ben hâlâ o insanım ama eskiden çok efor harcıyormuşum. Dış görünüş enteresan bir şey. Ön yargılar söz konusu oluyor. Çok uzun zamandır kiloluydum ve bu ön yargının yaşanmadığını fark ettim. Kilo verdikten sonra o yargıyla bakmadıklarını görmeye başladım. İş hayatında da maalesef bu önemli bir şey. 

 Yapmak isteyip de yapamadığınız şeyler var mıydı? Sağlıksal olarak fark etti mi?
 Sağlık olarak bir kat bile çıkınca neredeyse nefes nefese kalıyordum. Evim 4. katta ve yürüyerek çıkıyorum. Hiçbir problem yaşamıyorum. Zamanında yüzdüm. Şimdi yavaş yavaş yeniden yüzüyorum. Yakın zamanda da otomobil yarışı eğitimi alacağım. 

 Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
 Bu hayattaki tutkum ne otomobil ne de moda. En büyük tutkum gezmek. Bulgaristan’a antika bakmaya gidiyorum. Kayak yapmayı seviyorum. Farklı kültürler görmeyi, farklı insanlar tanımayı istiyorum. Mesela Maşukiye’de gezmeyi çok seviyorum. 

Urfa’ya bekleriz :).
Film izlemeyi ve vintage eşyaları çok seviyorum. Babadan gelen bir tutku. Hatta babama “çöpçü” deriz aile arasında.

 Rolls Royce olarak neyi hedeflemiştiniz ve ne kadarı gerçekleşti?
 Babam Rolls Royce distribütörlüğünü aldığında ben Rolls Royce’u 60 yaşında, erkek arabası ve şoförlü kullanılan bir otomobil zannediyordum. Burayı açarken amacımız Rolls Royce’un gerçek vizyonunu gösterebilmekti. Rolls Royce, prestijdir ve Royal Motors’a çok şey katmıştır. Bizim sorumluluğumuz da Rolls Royce’un gerçek yüzünü göstermek. Rolls Royce’u senin, benim gibi kadınlar da kullanabilir.

 Türkiye’de Rolls Royce sahibi kadın var mı?
 Var. İsim veremem ama iki tane var. Bir elin parmaklarını geçmez diyelim. Sadece kadın değil, yaş olarak da farklı yaş grupları var. Kadın müşterilerimiz 40’lı yaşlarda mesela.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.