Züccaciye sektöründe birlik arayışı başladı

Dünya pazarlarında en hızlı ev ve mutfak eşyaları sektöründe yükseliyoruz. O kadar hızlı ki daha birkaç yıl önce Türkiye’nin varlığı bile tartışılırken şimdilerde dünya altıncılığından söz ediyoruz. Tabak, çatal, kaşık ve aklınıza gelen tüm mutfak eşyalarından bahsediyoruz. Yani ne olursa olsun asla satışı azalmayacak ürünlerden söz ediyoruz...

Bu ürünlerde çok iyi gidiyoruz. İyi gitmemizi sağlayan iki önemli kuruluş var.  Biri EVSİD… Önceki Başkanı Burak Önder çok önemli projeler geliştirdi. Hatta Kolombiya Heyet Organizasyonu Ticaret Bakanlığı tarafından örnek uygulama seçildi. Bir süre önce görevi sevgili arkadaşı Talha Özger’e bıraktı. "Tencere kralı" olarak bilinen Talha Özger başarı çıtasını daha yukarılara taşıdı. Geçtiğimiz günlerde Polonya çıkarması organize etti ve büyük bir başarı sağladı...

Sektörün diğer kuruluşu Züccaciyeciler Derneği... Kısa adı  ZÜCDER olan derneğin başkanı Mesut Öksüz... Yönetimi millî takım gibi, Türkiye’yi dünyada altıncı sıraya getiren markalardan oluşuyor… Antalya etkinliklerine dünyanın 80 ülkesinde alıcılar gelerek, büyük siparişler verdi. Şimdilerde daha büyük hedeflere odaklanıp bütün sektörü MESUT etmeye çalışıyor. Yaptığı fuar bir efsane olarak kayıtlara geçti...

Şimdi müşterinin ayağına da gitme kararı aldılar. Afrika, Dubai, İngiltere, Güney Amerika ve Japonya'da etkinlikler yapacak. Bugüne kadar neredeyse hiç olmadığımız Japonya pazarına gidilecek olması sektörde büyük bir heyecan oluşturmuş durumda.

Anlatılanlara bakıldığında sektörde her şey tozpembe… Ama bir itiraz var. Her iki derneğin aktif çalışması bazı sıkıntıları gündeme getirdi.

Dünyanın en büyük alıcılarına Türkiye’de ayrı tarihlerde birkaç toplantının bilgisi gitmeye başladı. Her yıl milyarlarca dolarlık alım yapan bu kuruluşlar âdeta şaşkına döndü. Hangi etkinliğe katılım yapacaklarını sorgulamaya başladılar.

Bu sıkıntılı durum Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Züccaciye Meclisi’nin gündemine taşındı. Meclis Başkanı Murat Kolbaşı da sıkıntıları gündeme alıp sorunu çözmenin yollarını araştırmaya başladı.

Hatta Başkan Yardımcısı Selman Yar bir adım daha atıp bu konuda görüşler almaya bile başladı. Nasıl çözülür diye sektörün önde gelenlerine sorular sordukça her iki derneğin birleşmesi talebinin gündeme geldiğini gördü...

Selman Yar bu talebi Başkan Murat Kolbaşı’nın bilgisine iletti. Bu arada sektörün önde gelen isimleri başkanlığını İsmail Erdoğan’ın yaptığı ve çok sayıda ilgili derneğin üye olduğu Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu bünyesinde bu sorun çözülebilir mi diye sorgulamaya başladı...

Tüm bunlar sektörde konuşuluyor. Böyle bir birleşmeye gerek var mı? Eğer gerek varsa bu birleşme nasıl olacak tamamen sektör karar verecek. Ama herkes sektörün kararını merak ediyor.

Bu arada Züccaciye Meclisi, TOBB'da Başkan Yardımcısı Ali Kopuz’a bağlı… Daha önce bir iftar sırasında sektörün Ali Başkan’a ne kadar sıcak yaklaştığını tespit etmiştik. Herkes çözümde Ali Kopuz’un da kolaylaştırıcı olacağını konuşuyor. Bu bilgiyi de aktarmış olalım...

 

 

 

Züccaciyede sorunu çözmesi beklenen Ali Kopuz aynı zamanda İstanbul Ticaret Borsası Başkanı… Başkan Kopuz burada önemli projelere imza attı. Yapılamayanı yaptı. Sektörleri buluşturup sorunları konuşturdu. Son olarak üniversiteleri israf projesi ile ilgili seferber etti. Bütün bu çalışmaları büyük bir birliktelik ve ortak akılla gerçekleştiriyor.

Buradan hareket edilirse züccaciyecilerin beklentisi hiç de boş değil. Ali Kopuz yakında sektörü yeniden buluşturup çözüm arayışını gündeme getirebilir.

 

 

 

Türkiye’nin en büyük mobilya üreticilerinden; Doğtaş, Kelebek, Lova Yatak, Ruum Store gibi markalarının ve yenilenebilir enerjinin önder kuruluşlardan Biorend’in sahibi Doğanlar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan geçtiğimiz günlerde annesini kaybetti. Babası Hacı Ali Doğan’ı 1999 yılında kaybetmişti. Babasının ölüm yıl dönümünde Biga’da binlerce kişinin katılımları ile yapılan etkinlikleri biliyoruz. Bu etkinlikler sırasında iki büyük çadır kurulur. Çadırlardan biri aş biri iş başvurularına açıktır. Aş için yani yardım için yapılan başvuruların hiçbiri geri çevrilmez. İş için başvurular da anında çözülür. Zaten Biga’da özellikle Doğtaş’ın varlığı nedeniyle iş sorunu yoktur. Davut Doğan uygulamayı şu sözlerle paylaştı:

“Biz hayırlı evlatlar olmaya çalışıyoruz. Doğan ailesi olarak ülkemize ve Biga’mıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Babamızın, biz kardeşler olarak çok etkilendiğimiz bir sözü vardı: Kapınıza kim gelirse gelsin, boş çevirmeyin… Biz de kapımıza kim gelirse gelsin boş çevirmemeye çalışıyoruz. İş isteyene iş, aş isteyene aş vermeye çalışıyoruz...”

Anne Ayşe Doğan’ın vefatından sonra bu uygulamayı kurumsallaştırma kararı alır Doğan Ailesi… Ve Hacı Ali Ayşe Doğan Vakfı’nın kurulması kararı alındı.

Vakfın kurucuları Davut Doğan, Adnan Doğan, Şadan Doğan, İsmail Doğan, İlhan Doğan ve Murat Doğan olarak belirlendi. Tüm kardeşlerin katılımı ile oluşan Anne Ayşe Doğan’ın bütün kardeşlere bıraktığı gayrimenkuller vakfın ilk mal varlığı olarak kayıtlara geçti.

Ve yine vakfın amaçları arasına okuma yazma bilmeyen annenin, kızların okuması için yaptığı çalışmaların artarak devamı maddesi kondu.

Ayrıca genç girişimcilerin desteklenmesi, çevre ile ilgili çalışmalara destek verilmesi, aş ve iş ile ilgili çalışmalar, sürdürülebilirlik gibi güncel konular da vakfın faaliyetleri arasında yer aldı...

Önümüzdeki dönemde hem Türkiye hem de Biga, Hacı Ali Ayşe Doğan Vakfı’nın çalışmalarını yakından izleyecek...

 

 

Karadeniz’de sörfün yerel kalkınmada kaldıraç olacağını söyleselerdi kimse inanmazdı. Ama Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler inandı ve kent sörfün yeni adresi olarak anılmaya başlandı... Sörfün merkezi olarak anılan Vona’nın belgesi yapıldı. İstanbul’da gösterildi ve büyük ilgi gördü.

Bunun üzerine Ordu, fiyatlardaki artış nedeniyle gençlerin gitmekte zorlandığı güneye alternatif oldu. Şimdi uygun fiyata tatil yapmak isteyen Ordu’ya gelirse üstüne bir de sörf dersi alacak. Ve Başkan Hilmi Güler yerel kalkınmada sörf yapmış olacak.