Türkiye’ye karşı kara propaganda merkezleri

A -
A +
Cumhuriyet tarihimizin en önemli zaman dilimlerinden birini yaşıyoruz. Afrin’de YPG’li teröristlere karşı Türk devleti büyük bir harekât yürütüyor. Kimsenin tahmin edemeyeceği oranda YPG’yi Afrin’e gömüyor Türk ordusu.
Biz bu harekâtı yürütürken çaresiz kalan teröristler camiye bomba atarak masum vatandaşlarımızı katlediyor. Dünyaya da Türk ordusu masumları öldürüyor diyerek algı yapmaya çalışıyor. Başta HDP’li Filiz Kerestecioğlu olmak üzere bazıları Brüksel’de Türkiye’yi şikâyet ediyor. Artık başkasının ne dediğinin önemi olmadığını bu isimler idrak edememişler. 
Öte yandan başta Amerika olmak üzere YPG’ye hamilik yapanlar da “DEAŞ’a odaklanalım” tezini söylemeye devam ediyorlar. Hem DEAŞ bitti diyorlar hem de oraya konsantre olalım yalanını söylemekten imtina etmiyorlar. İki gün önce CHP’li Öztürk Yılmaz, Özgür Suriye Ordusu için El-Kaideci dedi. Ve hâlâ Türkiye’nin DEAŞ’a yardım ettiği yalanını yaymaya devam ediyorlar.
Bu konuda içeridekilerle dışarıdakiler karşılıklı paslaşıyorlar. Türkiye terörizme destek oluyor yalanını sistematik olarak yazıp çiziyorlar. En tepede bir el sanki bu haberlerin çıkmasını kasıtlı olarak ayarlıyor. Yazıların nasıl çıktığına bir bakalım. 
Önce 12 Eylül 2017’de Guardian gazetesinde Martin Chulov imzasıyla “Hundred of Isis defectors mass on Syrian border hoping to flee (DEAŞ’tan kaçan militanlar Türkiye sınırına yığıldı)” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde söylenen özetle şu: “DEAŞ toprak kaybettikçe yüzlerce DEAŞ militanı Türkiye sınırına yığıldı. Türkiye’den Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya geçmek için arayış içerisinde bulunan militanlar Batı dünyası için tehdit oluşturuyor."  Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor yalanı yazıya yedirilmiş. 
Bu haberden 2.5 ay sonra bu kez The Times’da Antony Loyd imzasıyla “300 British Isis fighters on the run in Turkey (300 İngiliz DEAŞ militanı Türkiye’de saklanıyor)” bir yazı yayınlandı. Martin Chulov’un yazısının neredeyse bire bir aynıydı. Orada söylenen özetle şuydu: “Rakka ve Musul’dan kaçan 300 İngiliz DEAŞ’lı Türkiye’de saklanıyor. Bu durum Avrupa’da terör saldırısı düzenlenmesi riskini artırıyor. Amerikan ve İngiliz istihbaratı DEAŞ’lı teröristlerle iyi mücadele ediyor ama Türkiye etmiyor.” Haberin özeti aynen böyle. 
Bu yazıların bir benzeri bu sefer 9 Ocak 2018’de Al-Monitor’da Metin Gürcan imzasıyla “Turkey is becoming new hub for Salafist-jihadis exodus from Syria (Türkiye cihadçılar ve selefiler için yeni kaçış merkezi hâline geliyor)” başlıklı makale çıktı. Gürcan’ın yazısındaki argümanlar şöyle: “DEAŞ'ın Irak ve Suriye’de toprak kaybetmesiyle, şiddet yanlısı selefi gruplar Türkiye’ye geçiş yaptılar. Türkiye radikal teröristlere sadece güvenlik açısından değerlendirdiği gençlerin radikalliğe kaymalarını önleyecek programlar geliştirmiyor.”
Metin Gürcan AK Parti hükûmetinin DEAŞ’la yeteri kadar uğraşmadığını da dile getirmiş. Hükûmetin bir karşı stratejisi yokmuş. Sosyal medya ve siber âlemde de DEAŞ iyi örgütleniyormuş ama Ankara bunlara karşı da bir siber güvenlik zihniyeti oluşturmamış.
Gürcan bu iddialarını dile getirirken de "Al-Monitor’e konuşan bir güvenlik kaynağına göre" demiş. Ama kim olduğu belli değil. Martin Chulov’un da, Antony Loyd’un da, Metin Gürcan’ın da iddiaları ortak bir eli işaret ediyor. Aynı argümanlar aynı kelimelerle ve Türkiye’yi itham edici mahiyette çıkmış. Doğrusu ben Metin Gürcan’ın kaynaklarını çok merak ediyorum.
ABD’nin YPG’yi silaha boğduğu, Türkiye’nin Afrin operasyonunu duyurmaya başladığı zaman diliminde bu haberlerin art arda gelmesi çok manidar. Bu kadar tesadüf nasıl olur, insan anlamakta zorlanıyor.
Türk devleti kendisine yönelik bu algı haberlerinden ve bunların içerideki ortaklarından fazlasıyla haberdar. Kara propaganda merkezleri biliniyor. Bunlara en güzel cevap da Afrin Harekâtı ve sonrasındaki Menbiç’tir. 
MİT tırları ve kozmik Suriye tapesinden sonuç alamayanlar, “Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor” yalanına sarıldılar. Belli ki birileri hâlâ Lahey’de Türkiye’yi yargılamak niyetindeler. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.