Kışkırtılmış gazeteciler

A -
A +
Batı’da Türkiye’ye karşı acayip bir ön yargı var. Bu ön yargıyı besleyen en önemli sebep, medya... Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel’in Berlin'de düzenlediği ortak basın toplantısında bunu daha net gördük. 'Fişteklenmiş' gazetecilerin yönelttiği bütün sorular neredeyse Türkiye'de tutuklu bulunanlarla ve 'insan hakları'yla ilgiliydi. Çıldırmış gibi saldıran Alman medyası, bambaşka bir Türkiye resmi sergiliyor. Birincisi: Bundan 70-80 yıl öncesinde dünya tarihinde eşi görülmemiş katliamlara imza atanların Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye kalkması, 15 Temmuz gibi bir melaneti yaşadığımızı görmezden gelmeleri sinir bozucu. İkincisi: Elbette Türkiye'de problem yok değil. Son bir ay içinde olanlara bir bakın. Bir şarkıcı klibinde 1 dolar kullandı diye gözaltına alındı. Bir intihar vakasını haberleştiren gazeteci karakola çağırılıp sorguya çekildi. Şehrin meydanındaki ağacın kesilmesini eleştiren kişi gözaltına alındı. Ve bunların hepsi de daha sonra serbest bırakıldı. Ama bu olaylar, Türkiye aleyhine tezviratlara sebep oldu. Bu tür vakalar, haklıyken haksız duruma düşürüyor. İçimizdeki fırsat kollayıcılar da biri bin yapıyor. Sonuçta yurttaki "alçak" basınçta oluşan damlalar, maalesef Batı ülkelerine dolu, fırtına olarak yansıyor/yansıtılıyor.   'Seçmece' ekip   Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, geçtiğimiz hafta Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'i kapsayan bir 'doğu turu'na çıktı. Yanında da bazı köşe yazarlarını götürdü. Heyette şu isimler vardı: Ertuğrul Özkök (Hürriyet), Fatih Altaylı (Habertürk), Şelale Kadak (Sabah), Özlem Gürses (Sözcü), Şirin Sever (Posta), Çağdaş Ertuna (Milliyet), Ersoy Dede (Star). Kimlerin davet edileceğini kim belirledi bilmiyorum. Heyette iktidara yakın kişilerin neredeyse hiç bulunmaması, Sözcü gibi her şeye muhalif bir gazetenin, bakanın uçağında yer alması çok çarpıcı. 35 yıldır turizm sektörünün içinde bulunan ve ETS gibi bir turizm markasını yöneten Turizm Bakanı, Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya hayatında ilk defa gitmiş. Çok çarpıcı. Bakan, Cumhurbaşkanı ile sadece bir defa görüşmüş. Turizm konusunda fikirlerini almak üzere Külliye'ye çağırılmış. Toplantı 1 saat 15 dakika sürmüş. Sonrasında da adını bakanlar kurulunda görmüş. Çok çarpıcı. Bu seyahat sonrası çıkan yazılar da çok çarpıcı idi. Mesela Ersoy Dede, bir bakandan çok bir iş adamı gördüğünü yazdı, bu durumun 'devlette yeni dönemin şifreleri' olduğunu filan belirtti. Ertuğrul Özkök ise işi magazine vurdu; kebap, poşu, biber muhabbeti yaptı.   Bak şu 'gâvur'un yaptığına!   Bülent Ecevit'in hatıralarını okurken İkinci Dünya Savaşı sonrasının İngiltere'sini tasvir ettiği satırlar beni çok etkilemişti. Eski Başbakan şunları anlatıyordu: "Savaş yeni bitmişti ve İngiltere'nin ekonomik sıkıntıları çok büyük ölçülerdeydi. Birkaç yıldan beri her şey karne ile veriliyordu ve çok sınırlıydı. Orada bütün İngilizlerin bütün sıkıntıları ortaklaşa yaşamaları, bizi çok etkilemişti. Mesela bir iki karaborsa yiyecek dükkânı vardı ve sadece yabancılar giderdi, İngilizler gitmezdi. O toplum bilinci, sıkıntılara birlikte katlanma anlayışı... Su kıtlığı da vardı. Ama herkes bilirdi ki İngiltere Kralının ailesi de aynı kurallara uygun davranıyordu. Darlığı olan bir ihtiyaç maddesinin sıkıntılarına herkes şikâyetsiz katlanırdı. Çünkü herkes; bir köylü de, bir işçi de, bir küçük memur da bilirdi ki kendisi ne kadar et, peynir ya da yağ yiyebiliyorsa, Kraliçe de, Başbakan da, lortlar da o kadarını yiyebilmektedir..." O eski İngiliz toplumunun duruşundan eser kalmış mıdır bilmiyorum. Ama bu durum, bizim gibi toplumlar için çok öğretici.   Medyanın derdi   TGRT Haber'de Fuat Uğur ve Cem Küçük "Medya Kritik"i sunuyor. 24 TV'de Murat Çiçek ve Hikmet Genç "Günün Manşeti"nde ekranlara geliyor. Serhat İbrahimoğlu ve İsmail Halis de TVNET'te "Medya Kafe"ye başladı. Hafta içi her sabah, aynı saatlerde üç medya analiz programı. Üstelik formatları da aynı.   Ortadoğu ve Türkgün   Yazılı medyanın kan kaybettiği, kâğıda zam üstüne zam geldiği bir dönemde yeni bir gazete yayın hayatına başladı. MHP'nin yayın organı "Türkgün" geçtiğimiz günlerde okurlarıyla buluştu. Hayırlı olsun. MHP ile "yollarını ayıran" Ortadoğu gazetesi ise logosunu ve tasarımını değiştirdi. Gazete yönetimi "Özde değil, sunumda yenilik" yaptığını duyurdu. Görünen o ki 'öz'de de değişiklik oldu. Ağırlıklı olarak ABD, Kıbrıs, Suriye, İdlib, ekonomi gibi 'ciddi' konuları işleyen gazete, kapağına sosyete etçisi Nusret'i taşıyor. Yeni Ortadoğu biraz Posta'yı andırıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.