Böyle siyasetin yüzüne tükürün! -1-

A -
A +
İslamiyet'e duyulan kin ve hınç; bir araya gelmeleri muhal üstü muhal olan, birbirine en düşman ülkeleri bile bir araya getirdi!..

Önce; Arap ülkelerine sözde demokrasi kisvesi altında 'Arap Baharı' eylemlerini başlattılar. Baktılar ki; işin sonu, İslami eğilimlerle neticeleniyor; derhal baharları kışa tahvil ettiler. Öyle ki; ilk defa Mısır'da demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş, meşru iktidarı alaşağı ettirerek; yerine, askerî darbe yönetimini tercih ettiler.
Başta ABD olmak üzere, mahut dış güçlerin korkuları; Arap ülkelerindeki yönetimlerin İslamiyet'e yönelmeleri ve bağımsız politika izlemeleri ve hepsinden önemlisi, bütün bu ülkelerin gerçek anlamda bir araya gelip birlik oluşturmalarıdır.
Nitekim Mısır'daki demokratik idare, derhal Türkiye ve Filistin ile yakınlaştı ve kapalı tutulan Gazze Tünellerini açtı. Mısır'ın bu kadarcık bağımsız hareketi, sonunu hazırladı ve İsrail ile ABD, gök kubbeyi Mısırlıların başına yıktı.
Suriye'de ise, normal seçimlere bile fırsat vermeden icabına baktılar! Gösterileri, cellat Beşar eliyle; topla, tankla, uçakla ve zehirli gazla bastırmaya yeltendiler. Kendi sivil halkını, bu şekilde toplu kıyımlara maruz bırakan Suriye yönetimi karşısında; Türkiye'nin teşviki ile dünya ayağa kaldırılmak istendi.
ABD'nin de içine dahil olduğu 48 ülkeden mürekkep bir koalisyon oluşturuldu. Koalisyonca, Suriye'de baş gösteren iç savaşta, ÖSO (Özel Suriye Ordusu) desteklenme kararı alındı. Daha ilk toplantının ardından Obama, Beşar Esad'a ve yönetimine birkaç haftalık ömür biçtiğini tüm dünyaya ilan etti.
Çok geçmeden kazın ayağının, hiç de öyle olmadığı görüldü. Suriye'de zulüm ve baskı arttıkça; ölü sayısı on binleri, yüz binleri buldu ve ülke nüfusunun yarısına yakını (beş milyondan fazla) komşu ülkelere mülteci olarak aktı ve elan da akmaya devam ediyor.
Suriye'nin arkasında kimler yoktu ki!
İslamiyet'e duyulan kin ve hınç; bir araya gelmeleri muhal üstü muhal olan, birbirine en düşman ülkeleri bile bir araya getirdi. Düşünebiliyor musunuz; İsrail-İran ve ABD, Esad'ın zulümlerinin devamı için ortak hareket ediyor ve bu zalime destek veriyor.
Başta Rusya olmak üzere, Çin, Fransa, Almanya ve İngiltere; aleni ya da gizli olarak Esad'a destek verdi ve vermeye devam ediyor.
Mahut koalisyon, fiili olarak dağıldı ve Türkiye; işin maddi ve manevi külfetlerine en ağır şekilde muhatap olarak, tek başına kaldı.
ABD ve İran'ın resmen destekledikleri Irak'taki Şii Maliki yönetiminin ve Suriye'deki Esad'ın zulümleri IŞİD canavarını doğurdu. IŞİD, asla Sünni değildir; Vehhabidir. Ve; Irak ile Suriye topraklarında cereyan eden savaş, gerçekte İran ile Suudi Arabistan arasında olan bir mezhep savaşıdır ve bunun tüm bölgeyi kaplama ihtimali ve istidadı vardır. (Bu mühim konuya; içimizdeki yansımaları ile yarınki makale ile devam... F.B.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.