Ektiğini biçmek! -1-

A -
A +

Terör, nereden gelirse gelsin ve ne adına yapılırsa yapılsın tasvip edilemez. Aklı başında olan herkes, onu lanetler. Terörden, ziyadesiyle mağdur olan ülkelerin ön sıralarında gelmekteyiz. Otuz yılı aşkın bir süredir; terörden çekmemize rağmen, derdimizi kimselere anlatamadık!

Asırlar boyu, vahşi kapitalizmin öncülüğünü yapan batı ülkeleri; bu ejderhaya kâh seyirci, kâh destekçi, kah; kurup bir maden gibi işleten konumunda olmuştur. Onlara göre; onlara dokunmayan yılan bin yaşasındı! Zaten, yılanların dokundukları da; onlara göre insan sayılmazdı!

Bakınız; Irak'ta milyonla insan öldü; ülkenin altı üstüne getirildi kimseden ses çıkmadı. Ülkeyi işgal için, ABD'nin ileri sürdüğü tezlerin hepsi fos çıktı; neden girdin diyen kimse olmadı. Hemen yanı başındaki Suriye, alev alev yanıyor; yüz binlerce insan ölüp, milyonlarcası ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmış; kimse dönüp bakmadığı gibi; kendini medeni addeden âlem, zalim Esad'ın yanında..

Yalnızca bir günlük bilançoya bakıldığında bile; İslam ülkelerinin cayır cayır yandığı görülür. Geçen haftaki Boko Haram'ın Nijerya'da işlediği ve 2000 masum sivilin ölümüyle sonuçlanan katliam, tüm dünyanın gözleri önünde sergilendi. Bütün bunlar, vakayi adiye olarak değerlendirilip geçiştirildi.

Ama, ne zaman ki Avrupa'nın göbeğinde (Fransa), bir terörist eylem gerçekleştirildi; biz dahil, dünyanın bütün haber kanalları, olaya odaklanıp gün boyu canlı yayın yaptık! Yazılı ve görsel tüm medya kuruluşları olarak; İslamofobyaya çanak tuttuk!

İçimizdeki, mahut medyanın beyinsiz kalemşorları; Fransa Cumhurbaşkanı'nın serdetmiş olduğu akl-ı selimi gösteremedi. Adamcağız, bu terör eyleminin İslamiyet'le bir ilgisinin olmadığını söyleyerek Fransa halklarını karşılıklı olarak sükûnete davet etti.

Ortada bir provokasyon vardı ve Fransa özellikle seçilmişti. Çünkü, Fransa, son aylarda sergilediği politikalarla Batı'nın günah ortaklığından ayrılma işaretleri vermekteydi. Bu cümleden olarak; başlangıçta Suriye'ye müdahale etmediklerinin pişmanlığını dillendirerek; Suriye'de çözümün Esad'sız olması lazım geldiğini söylüyor ve bundan da önemlisi, Filistin Devleti'ni tanıyordu!

Kanaatimizce, Fransa'nın bu son hareketi (Filistin'i tanıma) bardağı taşıran son damla oldu ve Fransa'nın, bir şekilde cezalandırılması gerekiyordu!

Terör örgütleri, terörün hamisi konumundaki ülkelerin gizli servisleriyle ortaklaşa çalışırlar. Taşeron örgüt elemanları, örgütün bizzat kendi elemanları, ilgili devletin gizli servis elemanları ile irtibatlı olup; eylemi emir komuta zinciri içinde koyarlar. En arkada, kucağındaki kediyi sevip okşayan devletin üst aklı elbette var ama; hücre sistemi çalışıldığından; kişiler yalnızca emir aldıkları ve emir verdiklerini tanır ve bilir.

Zaten bir terör eylemi aydınlatılamıyorsa; bizdeki Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi; yalnızca Ogün Samast'ta kalınıyorsa; belli ki, bu eylemin arkasında gizli servisler var! Tıpkı geçen senelerde Paris'te öldürülen PKK'lı üç kadın teröristin olayında olduğu gibi!

İslamofobyanın ardındaki üst akıl siyonizimdir. Siyonizm, başta ABD olmak üzere, dünyanın belli başlı ülkelerinin gizli devletlerini ve gizli servislerini ve bunlara bağlı terör örgütlerini kullanır. (Yarın devam.. F.B.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.