Darbe utancı ile yaşamak -2-

A -
A +

1961 anayasasından sonra; kim iktidara gelirse gelsin asla muktedir olamayacak ve yalnızca iktidarcılık oynamakla yetineceklerdi. Nitekim; tek başına iktidara gelen Demirel, iktidar olamamanın feryad-ü figanıyla 'rodeo'culuk oynamış; anayasanın kılına dokundurtmayız diyenlerce alaşağı edilmiştir.

İktidarı gasbeden zorba takımının ilk işi ise, mahut anayasanın 72 maddesini değiştirmek olmuş!

80 darbecileri ise, eskisini bol addedip yeni anayasa ile (1982) vesayeti; daha şeytani bir ustalıkla tescil ettiler!  Bir istisnası ile sözde darbe olamayacak; o da, hayali bir Şeriat korkusu idi! Bunun manası ise gayet açıktı: Bundan böyle hep dindarların iktidarları söz konusu olacağından (zira yapılan tüm anketler bunu gösteriyordu: Bu cümleden olarak; Milenyumla birlikte iktidar, mahut zihniyetin elinde olacaktı!); Şeriat olgusu, onların tepelerinde her daim Demokles'in kılıcı misali duracaktı!

82 anayasası ile elbiseyi dar kesip, içine tıkdıkları millete hayatı zehir ettiler.

Erbakan'ın koalisyonu ile korktukları, kısmen başlarına gelmişti! Dinden ve dindardan öylesine korkuyorlardı ki; yanlış anlayıp alaşağı ettikleri Erbakan'ın arkasından ağıt yaktılar!
2002'de de millet, 1950 senesinde yaptığını yaptı ve millete rağmen vasilik makamında kurulmuş partileri sandığa gömüp AK Parti'yi tek başına iktidara taşıdı. Vesayet odakları, ilk dönem AK Parti'ye adım attırmadı. Tayyip Erdoğan ve ekibi, sabırla koruğu helva yaptı ama...
Vesayetin ejderha kolu suret-i haktan gözükerek; AK Parti iktidarını bir ahtapot misali sarmalamıştı! Devletin, her kademedeki kılcallarına kadar nüfuz edip, iktidarı çepeçevre kuşattılar! Bütün bunları yaparken; vesayetin askerî kanadını içeri tıkarak; hem gücünü ve hem de birlikteliğini göstermek istiyordu. Buna ise; tepeden tırnağa tüm AK Parti kadroları kanmıştı!
Ahtapotun ipleri 'Güney komşu'muzla, ikamet edilen Okyanus ötesindeki müttefikimizin elindeydi! 'One minute!'le birlikte, mahut ittifak; Türkiye'nin ipini, 'paralel oluşum!' vasıtasıyla çekmek istedi!

Kabuk değiştiren darbeler ardı ardına sökün etti! Onlara göre; her bir darbe (Gezi Ayaklanması, MİT Müsteşarını istiskale yeltenmek, MİT TIR'larına baskın, 17 ve 25 Aralık girişimleri, Kobani Ayaklanması..) ölümcüldü.

Her biri dışarıdan destekli olsa da; eski darbelerde, kol kırılıp yen içinde kalıyordu!
'Paralel' darbelerde ise, yapılmak istenen; millî onuru ayaklar altına alıp, Türkiye'yi tüm dünyaya gammazlayıp rezil etmek (!) ve böylece; 'one minute'ün intikamını İsrail namına almak!..

'Paralel'i 40 yıldır; içimizde besleyip palazlandıranlar belli oldu. Aynı şer güçler, dün askerî vesayeti kullanıyorlardı; bugün ise, başta Türkiye'nin içerisi olmak üzere, tüm dünyada dal budak salmalarına müsaade edilen mahut 'paralel' yapıyı kullanıyorlar!

'Paralel' yapının başta CHP olmak üzere mahut muhalefetle el ele vermesine, sakın hayret etmeyin! Bunlar, tıpkı karpuz gibi olup; dışı yeşil, içi kırmızıdır! Ortaklaşa buldukları cumhurbaşkanı adaylarından (sahi, ismi neydi?!) ve Cumhuriyet gazetesinin bugünkü hâlinden belli değil mi?!

Darbe utancıyla yaşamak; doğrusu, bu asil millete yakışmıyor.

Bu utançtan kurtulmak için ne gerekiyorsa, tez elden yapılmalı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.