Eski Türkiye'nin yenisi ile kavgası! -1-

A -
A +

Eski Türkiye ile yeni Türkiye kıyasıya bir savaş içinde.. Yeni Türkiye, bütün cepheleri ile dayatırken; eski Türkiye tüm kurum ve kuruluşları ile direniyor. Son söyleyeceğimizi baştan ifade edelim; şayet, eskiye rağbet olsaydı, 'Bit Pazarı'na nur yağardı!

Eski Türkiye'de ısrar edenlere dikkat edin; İttihat Terakki zihniyetinin temerküz ettiği bir dizi siyasi partileri görürsünüz. Bunların başında da; 'yazı ile tura' misali, bir bütünü teşkil eden CHP ile MHP yer almaktadır.

Eski Türkiye'de ısrar etmelerinin sebebi gayet açıktır: Sosyolojide 'keyif hırsızlığı' denilen bir olguyla; mahut zihniyet mensuplarının fildişi kuleleri yıkılmış; horlayıp tepeden baktıkları halkla karıştıkları için keyifleri bozulmuş, rahat ve huzurları kaçmıştır!

Düne kadar, başörtülüleri, köylerde tarlalara mahkûm etmişlerdi. Şehirlerde varoşlarda, devlet dairelerinde ise, ancak yardımcı hizmetli sınıfına (hademe, bahçıvan, maraba, aşçı yamağı vb.) layık görülmüşlerdi. Mahut zihniyet, cumhuriyetin kurucu iradesi olarak kendilerini görüyor ve bu yüzden kendilerini 'beyaz Türk' addediyorlardı. Yine bu yüzden, 'elit' yalnızca kendileri idi.

Dün, 'halk plajlara hücum ediyor, vatandaş rahatsız oluyordu!' Bugün ise, halk uçaklara hücum ediyor, vatandaşın keyfi kaçıyor!

Halktan kopuk muhalefet, zaman tünelinde kaldı. Halk, onlardan fersah fersah ileride.

Muhalefet, iktidarın tüm icraatlarını toptancı bir yaklaşımla karalayıp inkâr ediyor. Halbuki, kendileri siyasete soyunmuş ve millet onları, çözüm üretsinler diye seçmişti. Tüm hizmetleri, toptancı bir yaklaşımla inkâr etmeleri neticesinde, millet de onları toptan inkâr ederek sandığa gömüyor!

Seçimlere 4 aylık, çok kısa bir süre kalmış olmasına rağmen; sandıktan ve milletten ümitlerini yitiren muhalefet parti liderleri; bakınız, ne hezeyanlar sergiliyorlar. Kılıçdaroğlu; "...Devletin parlamentosu, Yürütme'nin baskısı altında.. Yargı, Yürütme'nin kontrolü altında.. Bu süreç biraz daha hızlanarak giderse, halkın direnme hakkı ortaya çıkacak. Ulusal kurtuluş savaşı başlatmalıyız!" derken, Bahçeli; "Aziz milletim! Yeter artık demek için neyi bekliyorsun?!" diyerek; her ikisi birden halkı sokağa davet ediyor!..

Milleti de, kendileri gibi; aklını peynir-ekmekle yemiş zannediyorlar!

Dün, halkın iradesine karşı bürokratik oligarşiyi dikip; iktidar olamadan muktedirliklerini sürdürdüler. Bugün de aynı oyunu çok pis şekillerde sergilemek istiyorlar. Girişilen onca darbe teşebbüsünden bir sonuç alınamayınca da; bu kez, milleti sokağa dökmek istiyorlar.

Bu hâl, siyaseten tükenmişliğin ve bitişin resmidir.

Muhalefet, aymazlıktan kurtulup; milletin, Müslüman mahallesinde salyangoz satan partilere iktidar vermeyeceğini bir an önce görmelidir. Bunun için de yapacakları şey; bugüne kadar olduğu şekliyle milletin karşısında değil, yanında yer almaktır.

Onlar ise, milletin yanında yer alacaklarına; milletin kanını emen ve dışarıya pazarlayan 'paralel yapı'nın yanında yer alıyor! Böylece, hem kendilerini inkâr ediyorlar ve hem de önlerine gelen iktidar olma şansını tepiyorlar.

Bakın nasıl? (Yarın... F.B.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.