Eski Türkiye'nin yenisi ile kavgası -2-

A -
A +

Duran saatin, günde iki kez doğruyu göstermesi gibi; bizdeki muhalefet de, dün doğru bir şey söylüyordu. Hem Kılıçdaroğlu ve hem de Bahçeli, iktidarı 'Paralel Yapı' ile iş tutmakla, birlikte hareket etmekle suçluyordu. Bu cümleden olarak; her iki muhalefet partisi de, iktidarı; yargıyı ve polis teşkilatını 'Paralel Yapı'nın emrine vermekle itham ediyor ve özellikle bu yapının içeri tıktığı askerî vesayet erbabının avukatlığını üstleniyordu.

Muhalefet partileri, 'Paralel Yapı'ya karşı takındıkları bu tavrı, aynen sürdürüp, onunla mücadelede iktidara destek verselerdi; kendileri çok şey kazanıp, iktidara çok şeyler kaybettirebilirlerdi. Bu tarihî fırsatı, ellerinin tersiyle iterek, mahut yapının yanında ve böylece; iktidarın sözde karşısında yer almış oldular.

Üstelik her iki muhalefet partisi de, mahut yapının mağduru idi. Daha canhıraş bir şekilde onunla mücadeleye girişmeleri gerekirdi. Oysa, tam tersini yaptılar; âdeta; kaset şantajıyla koltukları kendilerine sunan bu yapıya bedel ödediler ve el an da ödemeye devam ediyorlar! Ediyorlar ki, bu yapının safında yer alıp; Türkiye'yi akla hayale gelmedik iftira ve yalanlarla dünya-âleme gammazlıyorlar!

İbret alınmadığından, tarih, sürekli tekerrür ediyor. Aynı CHP zihniyeti dün, Yassıada'da Menderes'i suçlarken; onu, Cezayir'e gizlice silah yardımı yapmakla itham ediyordu. Tamamen Başbakan'ın tasarrufunda olan Tahsisat-ı mesturenin (örtülü ödenek) bu yönde kullanıldığının ifşası isteniyordu. Bu durum ise, Başbakan Menderes'ten ziyade Türkiye'nin dünya-âleme rezil edilmesi demekti. Bütün baskılara ve karalamalara rağmen merhum Menderes, bu devlet sırrını vermedi ve o sırla mezara gitti. Ama, tarihler onu kahraman ve şehid Başvekil olarak anarken; ona o ithamlarda bulunanları ise lanetle yad ediyor!

Güney komşumuzun emrindeki mahut yapı; Suriye'deki Bayır-Bucak Türklerine yardım götüren "MİT TIR'ları"nı durdurup; içlerindeki malzemelere sözde suçüstü yapıp; Türkiye'yi dünya-âleme terör örgütlerine yardımcı gibi göstermek istedi. Aymaz muhalefetimiz de aynı yapının yanında yer aldı.

Aynı saatlerde muhalefet partileri, özellikle MHP milletvekilleri Meclis kürsüsünden; Suriye'deki Türklere yardım etmiyor diye iktidarı suçluyor ve milliyetçilik adına mangalda kül bırakmıyordu! Böylesine tutarsız bir muhalefeti millet görüyor ve bunlarla bir yere gidilemeyeceğini çok iyi biliyor. Biliyor ki, onlara iktidar yüzü göstermiyor.

Bakınız, iktidar, yüzyılın problemini çözmek için gecesini gündüzüne katarak ve yalnızca ellerini değil, tümüyle bedenlerini taşın altına koyarak bir mücadele yürütüyor. Türk-Kürt kardeşliğini yeniden tesise çalışıyor. Bundan en ziyade rahatsız olacak olan kimler? Elbette Türklüğün ve Kürtlüğün düşmanı olan ülkeler değil mi?  

İyi de; size ne oluyor? Neden düşmanın safında yer alıyor ve onların, mahut yapıyla el ele vererek düzenledikleri darbelerde, onların yanında yer alıyorsunuz?!

Bu mu ulusalcılık; bu mu milliyetçilik?!

Yahu! Darbenin savcısı; bir numara Erdoğan'dı diye haykırıyor; sizse, hâlâ yolsuzluk çamurunda debelenip duruyorsunuz!

Ey idrak ve iz'an! Neredesin?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.