Neden illa Hakan Fidan? -2-

A -
A +

Devlet ve millet hayatında istihbaratın önemi izahtan varestedir. Maddemizle ve köreltilen manamızla, bu denli bir teslimiyetin neticesinde; bağımsız yani millî bir istihbarat teşkilatından bahsedilebilir mi?

Nasıl bahsedilebilir ki; adı millî olan istihbarat, Başbakan'a bağlı güya; ama, kendisine yapılan darbeden haberi yok!  Nitekim; Başbakan Bülent Ecevit, Özel Harekât'ın maaşlarını ABD'nin ödediğini tesadüfen öğrendi. Keza; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, on iki yıllık başbakanlığının son dönemlerinde 'Paralel devlet yapılanması'nı anlayabildi. Anlamayabilirdi de; nitekim, bundan önceki onca başbakanlardan hiçbirisi anlamadı, anlayamadı.

Anlaşılmamasını sağlayan güç; ülkemizin istihbaratını elinde bulunduran güçtü! AK Parti hükümetleri iş başına gelinceye kadar, bizim istihbaratımız evlere şenlikti! Paramparça bir halde olup, her biri diğerine kontra gidiyordu: MİT, Genelkurmay İstihbarat, Jandarma İstihbarat, Polis İstihbarat...

Bakınız; çok açık yazıyorum: Türkiye'nin çeşitli kurum ve kuruluşları, Osmanlı Devleti'nin çöküş sürecinden beri, Batılılarca ele geçirilmiştir. Çöküş sürecinde; bu kurum ve kuruluşlar aleni idi: "Fransız Elektrik İdaresi, İngiliz Şehir Vapurları İşletmesi vb." Daha sonraları ise, kamufle edildiler!

NATO ile başlatılan 'gladyo' tahakkümü, daha sonra; yükselen değer olarak dînî bir havaya büründürülerek 'Paralel' yapıya dönüştürüldü.

Zararın neresinden dönülse kârdır; bütün bu kurum ve kuruluşlar, yeniden ve gerçek manada millileştirilerek tahkim edilmelidir. Evvelemirde de; devleti tahkim etmek gerekmektedir. Bunun için de, süratle bir demokratik anayasa şarttır. Anayasayı demokratik kılmamak için ayak direyenlere dikkat edin; hâlâ eski anlayıştan ve eski devletten medet ummaktadırlar!

Devletin bir daha ele geçirilemeyeceği demokratik bir anayasayı, behemehal kuvveden fiile çıkarmalıyız.

Şu hâlde; yeniden bir millî mücadele başlatmanın arifesindiyiz. Millet eliyle Cumhurbaşkanını seçtik; yeni anayasa ile bunun icracı kılınması şarttır. Sistemin adı demokrasi ve Meclis'in duvarında; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!' diye yazdığına göre; bunu, klişe olarak bırakmak yerine gerçek kılmalıyız; ve devlet-millet hayatına hakim kılmalıyız. Nasıl mı? Çok basit; o da Sezar'ın hakkını Sezar'a vererek...

Şimdiye kadar; sistemimizle, Batı'ya özenerek Batılılara teslim olduk. Artık, kendimize gelmek zamanıdır. Sistemimiz demokrasi olduğuna göre; şimdiki gibi 'demokrasi tiyatrosu' oynamayı bırakıp gerçeğine ulaşmalıyız. Yasama-Yürütme-Yargı deniyor. Şu anda, bunların hepsi de yanlış yerlerde ve birbirlerine kontra gidiyorlar. Bunun doğrusu; Yasama ile Yürütme, şimdiki gibi iç içe olmayacak. Yargı da, şimdiki gibi vesayete açık olmayacak. Gelişmiş tüm demokrasilerde olduğu gibi; Yargı, Cumhurbaşkanı ve parlamento tarafından seçilecektir. Böylece tüm erkler, doğrudan millete bağlı olmuş olacaktır.

Aksi halde, sistem her an darbelere açıktır!

Yine bakınız; Hakan Fidan'a gelinceye kadar; Başbakan'ın önüne gelen tüm istihbarat bilgileri aldatmaya matuftu! Gerçek bilgiler verilseydi; derin devlet 'Paralel' yapılanması; başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, onca başbakanlar döneminde gizli kalabilir miydi?

Hakan Fidan, milletvekilliği için; istifa edip aday adayı olunca, Cumhurbaşkanı kırgınlığını ve üzüntüsünü ifade etti. Benim sır küpüm dediği adam; üstelik, ülkenin en hayati konusu olan çözüm süreci arifesinde istifa ediyor! Reva mı bu?!.
Neyse; hatadan dönüldü ve taşlar yerine kondu!

Ülkemiz adına; yüz yılın en büyük başarısı, malum Barış Süreci'dir. Bu sürecin kilit ismi de; MİT başındaki kişi, yani Hakan Fidan'dır. Dikkat ediniz, ilk defa MİT, Hakan Fidan'la millilik vasfı kazanıyor; bu durum, İsrail'in yırtınmasından belli değil mi?

Bütün bunları anlayamayan muhalefete ne demeli? Gerçekten bu ülkede ciddi bir muhalefet krizi var. Ne CHP ve ne de MHP ülkemizdeki değişimin farkında değil! İttihat Terakki vârisleri, muhalefette de olsalar, 'vesayet sistemi' sayesinde iktidarlarını her daim sürdürüyorlardı.
Tayyip Erdoğan, ellerinden bürokratik oligarşiyi aldı; şimdi gerçek muhalefet oldular. 7 Haziran'dan sonra da, yepyeni bir anayasa ile gerçek demokrasi tesis edilirse, o zaman millete gün doğar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.