Ramazan yazıları -3-

A -
A +

Batılı mütefekkir Pascal'ın; hakikati arayıştaki sezgi gücü ve aklı akılla mat edip, onu; kendi sınırlı alanına terk etmesi; bibaşına kalan ve olanca hakikatiyle kamaşan aklın teşhis ve tespitine bakın: "... Bana Allah (celle celalühu) lazım; ama haberini filozofların verdiği değil; Peygamberlerin verdiği Allah... Hazreti Musa'nın, Hazreti İsa'nın Allah'ı!.."

Aklın sınırlı olduğunu; Allahü tealanın ise sınırsız (sonsuz) olduğunu ve dolayısıyla sınırlı olanın sınırsızı kavrayamayacağını biliyor. Peygamberi nefesten nasiplenmeyen aklın, bibaşına bulduğu ilahın, gerçek ilah (Allah) olmadığını ve böyle ilaha imanın da Allahü tealaya iman olmadığını anlıyor.

Küfür ve irtidat bulutlarının tüm dünyayı sardığı 20. Asrın; mazlum, mağdur ve mahzun güneşi Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri aklı tefsir ederken, şu izahatta bulunuyor: "... Akıl anlayıcı bir kuvvettir. İyiyi kötüden, zararlıyı faydalıdan ayırt etmek için yaratılmıştır. Bunun için; hakkı batıl ile karıştırabilecek insanda, cinde ve meleklerde akıl yaratılmıştır. Allahü telanın kendisinde ve O'na ait bilgilerde, hakkın batıl ile karıştırılması olamayacağından, o bilgilerde akıl yalnız başına sened olamaz. Mahluklara ait bilgilerde, hakkı batıl ile karıştırmak mümkün olduğundan, bu bilgilerde aklın işe karışması doğru olur. Allahü tealaya ait bilgilerde hakkı batıl ile karıştırmak istidadı olmadığından, akıl, o bilgilerde yürüyemez. Rububiyyet, yaratıcılık, her bakımdan bir olmak ister. Ayrılık olmadığı için, orada aklın işi yoktur."

"... Din işleri, akıl üzerine kurulamaz. Çünkü akıl, bir kararda kalmaz. Herkesin aklı birbirine uymadığı gibi, bir adamın selim olmayan aklı da bazan doğruyu bulur; bazan da yanılır ve yanılması daha çok olur. En akıllı denilen kimse, din işlerinde değil, mütehassıs olduğu dünya işlerinde bile çok hata eder. Çok yanılan bir akla nasıl güvenilebilir? Devamlı, sonsuz olan ahiret işlerinde, nasıl olur da akla uyulur?

İnsanların şekil ve ahlakları başka başka olduğu gibi, tabiat ve ilimleri de ayrı ayrıdır. Birinin aklına uygun gelen bir şey, başkasının aklına hiç de uygun gelmeyebilir... O hâlde, din işlerinde akıl, tam bir ölçü, doğru bir sened olamaz. Ancak akıl ile İslamiyet birlikte, tam ve doğru bir vesika ve ölçü olur. Bunun içindir ki: (Dinini ve imanını, insan düşüncelerinin neticelerine bağlama ve akıl ile inceleyerek varılan sonuçlara uydurma!) buyurmuşlardır..."
Bu mübarek Ramazan-ı şerif ayında da en büyük tuzaklar; din adamı maskesi altında, yine akılla kuruluyor. Televizyon ekranları ve gazete sayfaları; bu denli din-iman hırsızlarının tuzakları ile lebalep!

Peygamber-i zişan efendimizi bir kenara koyarak; sanki, Kur'an-ı kerim kendilerine inmiş gibi ahkam kesiyorlar. Çoğu Prof. unvanlı; kibirleri paçalarından akan bu nadan güruhu, nefsî hezeyanlarını din-iman diye anlatıyor; nakıs akıllarının yerini nefislerine terk etmiş zavallı halk da: "İşte! Tam bana, benim anlayışıma göre hoca! Ne güzel; tam istediğim gibi din anlatıyor!" diyor.

Ne anlatan ve ne de dinleyen Peygamber efendimizin getirdiği dini istemiyor; nefislerinin keyfine göre bir din arzuluyor ve onu da mebzul miktarda bulup, seviniyor!

Bu hâl, tamamen ahir zamanın bereketsizliği ve zulmetidir.

Bunun için sevgili okuyucularım; dinimizi-imanımızı, bu denli din-iman hırsızlarına teslim etmeyelim; onların ateşli konuşmalarını ve yaldızlı yazılarını asla dinlemeyelim ve okumayalım! Ehl-i sünnet âlimlerinin yazmış olduğu kitapları arayıp bulalım ve dinimizi-imanımızı doğru şekilde o kitaplardan okuyup öğrenelim. Türkiye Gazetesi bürolarından temin edebileceğiniz TAM İLM-İ HÂL Saadet-i Ebediyye kitabı, bize dinimizi en doğru şekilde öğreten çok kıymetli bir eserdir.

Bu kitabın önsözünde faziletli âlim; Peygamber efendimizin ahfadından, Kadıköy Müftüsü Seyyid A. Mekki Üçışık hazretleri şöyle buyurmaktadır: "... Ey temiz gençler! Dinî ve millî bilgilerinizi, bu latif, benzeri bulunmayan, belki de ileride bir benzeri yazılamayacak olan, bu kitaptan alınız!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.