Pandora'nın kutusu!

A -
A +
Yalnızca Türkiye değil; dört bir tarafımızda yer alan ülkelerle birlikte bütün bir bölge çok netameli bir süreçten geçiyor. Türkiye ise, bu netameli bölgenin tam ortasında yer alıyor ve tüm bu olumsuz yansımalardan ister istemez etkileniyor.

Özellikle 2002 yılından beri; tek parti iktidarları ile istikrarı yakalayan Türkiye, bölgesinin emin limanı idi ve her başı sıkışan bölge insanı, soluğu bu limanda alabiliyordu. Fukaralıkla boğuşan, başta Ermenistan olmak üzere; bölge ülke insanları için burası bir ekmek kapısı idi.

Türkiye'nin bir istikrar adası görünümü arz etmesi ve gitgide bölgesinde cazibe merkezi haline gelmesi; başta ABD olmak üzere Batılıları çok rahatsız etti. Bu yüzden; dost ve müttefik (!) addettikleri Türkiye ile; başta PKK olmak üzere, kendi taşeronları olan çeşitli terör örgütleri arasında düşük yoğunluklu savaş yaşattılar.

Türkiye, Lozan'da verdiği sözlerin aksine; bölge ülkeleri ile iyi ilişkilere girdi. Irak'la, Suriye ile ve Mısır'la ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptı. Zaten 'une minute' resti çekilen İsrail; bu durum karşısında büsbütün küplere bindi ve başta ABD olmak üzere Batılı dostlarını Türkiye'nin aleyhine kışkırttı.  Daha doğrusu; ateşe körükle gitti. Zira, mahut ülkeler, Türkiye'yi karıştırmak için hazır kıta beklemekteydiler!

'Bahar' bahanesi ile Arap ülkelerine elma şekerini gösterip; neticesinde sapını yalattılar! Mısır'da; meşru demokratik iktidarı uzaklaştırıp, yerine; İsrail ve ABD sevdalısı bir 'dikta' yönetimi getirdiler. Irak ve Suriye'yi iç savaşa sürükleyerek; kurdurup destekledikleri terör örgütleri marifetiyle ülkeleri paramparça ettiler.

Suriye'den ve Irak'tan yüz binlerce mülteci Türkiye'ye akın etti.

Türkiye'ye karşı oynanan en büyük oyun ise; Irak ve Suriye ile olan sınır boylarının PYD-PKK ile DEAŞ terör örgütlerinin kontrolüne verilmesidir. Türkiye, otuz seneyi aşkın bir zamandır PKK ile savaşırken, buna bir de DEAŞ eklenmiş oldu. Hedef Türkiye'yi zayıflatıp dizleri üzerine çökertmekse; bir taşla kaç kuş vuruluyor?!

Türkiye'deki siyasi belirsizlikten de istifade ederek; başta Güneydoğu olmak üzere, içeride terörü tırmandırarak; Büyük Kürdistan'a zemin hazırlanıyor! Bu da tutmazsa; DEAŞ kışkırtmaları ile Suriye bataklığına çekilmemiz isteniyor!

Tam bir asır sonra Sevr yeniden hortlatılıyor!

Dün İngiliz gönyesi ile çizilen sınırlar, bugün ABD ve İsrail güdümlü olarak yeniden belirleniyor!

İçimizdeki Kürtler, Büyük Kürdistan hayalleri ile İsrail'in taşeronluğuna soyunduklarını ve onlara hizmet ettiklerini anlamadıkları müddetçe; bu kısır döngünün içinde daha çook yuvarlanıp giderler!

Arkalarında; ABD'nin yanında bir de Pensilvanya desteği var ki, gökte aradıklarını yerde bulmuş gibiler!

Söylenecek tek şey: "Ya devlet başa!.."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.