Ateş düştüğü yeri yakıyor!

A -
A +

Özellikle Paris katliamından sonra; başta Fransa olmak üzere tüm dünya ülkeleri, teröre karşı mücadelede, kararlılık mesajları vermesine rağmen; bu mühim işin kuvveden fiile çıkma noktasında hemen her kafadan bir ses çıkıyor.

Bakınız; ABD’de 11 Eylül saldırısı yaşandığında, bugün Fransa’nın dillendirdiklerini o gün ABD dillendirdi ve derhal harekete geçti. Hem de; aslı astarı olmayan gerekçeler uydurarak Irak üzerine çullandı.

Neticede Irak’tan çıkıp gitti ama geride bir bataklık bıraktı.

Saddam ve idaresi yerine; yaptıkları tüm icraatları ile Sünnilerden intikam alan Şii bir yönetim getirdiler. Bilerek veya bilmeyerek yapılan bu aymazlığın neticesinde DAEŞ örgütü doğdu.

ABD’nin sütten ağzı yandı ki, bugün; Paris katliamından sonra daha teennili hareket ediyor ve Suriye’de oluşacak bir kara harekâtına asla yanaşmıyor. ABD Başkanı Obama’nın Antalya Zirvesi sonrasında yaptığı açıklamalara bakılınca; Amerika’nın "uçuşa yasak ve güvenli bölge"ye de karşı olduğu çok daha net görülüyor.

Ateşin düşüp yaktığı yer olan Fransa ise, bu hâlin bir savaş ilanı olduğunu ve DAEŞ bitirilinceye kadar savaşa devam edeceklerini ve bu cümleden olarak; ABD ve Rusya liderleri ile de görüşüp, onları da bu savaşa davet edeceğini vurguladı. Katliamın hemen ertesi gününün şafağında da DAEŞ mevzilerini Fransız savaş uçakları ile bombardımana tabi tuttu.

ABD’nin ve Fransa’nın birer gün dayanamadıkları terörü Türkiye, 35 senedir yaşıyor! 35 senedir; tüm dünya ülkelerini bu terör belasına karşı ortak tavır almaya ve kararlı olmaya çağırıyor. 35 senedir de kendi deyip kendi işitiyor!

Ateşin ucu kendilerine dokununca; Suriye sorunu, Terör sorunu, Mülteci sorunu deyip; Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği gibi; başlarını iki elleri arasına alıp düşünmeye başladılar!

Fransa, yalnızca bir terör eylemi karşısında "olağanüstü hal" ilan etti ve bunu üç ay daha uzatmanın gereğine işaret ediyor. Bu tip durumlarda; Fransa Cumhurbaşkanına daha fazla yetki ve diğer bazı güvenlik konularında anayasa değişikliği talep ediliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Fransa Meclisi’nde milletvekillerine ve senatörlere yaptığı konuşmayı, canlı olarak televizyonlardan izledik. İktidarı ve muhalefetiyle tüm partiler, bu denli millî bir konu karşısında birleşti ve pürdikkat Cumhurbaşkanlarını dinlediler. En ufak bir taşkınlık ve aymazlık olmadı.

Bir de bizim ülkemize bakın; herhangi bir millî meselede bile muhalefet partileri iktidarın karşısında ve evet yanlış okumuyorsunuz gerektiğinde terörün ve teröristin yanında yer almaktan imtina etmiyorlar!

Bizdeki aymaz muhalefet için; "düşman başına!" diye boşuna söylenmemiş…

Suriye sorunu-mülteci sorunu ve DAEŞ sorunu; üçü de birbirine endeksli konulardır. Ya hepsi halledilecek ya da hiçbiri.. Çünkü, bunlardan birinin olduğu yerde diğer ikisinin de olması kaçınılmazdır.

Oldukları müddetçe de; tüm Avrupa, önlenemez bir mülteci akını ve korku topu (terör) ile karşı karşıyadır!

Her ne olursa olsun; bundan ziyadesiyle etkilenecek ülke de Türkiye’dir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.