Pazar yazıları -28-

A -
A +
Merhum Enver Ören Ağabeyimizin aziz hatırasını yâd etmek üzere; muhtelif zamanlarda yaptığı sohbetlerden bir demet sunmak istiyorum, sevgili okuyucularım:

 "... Mübarek Hocamız (H. Hilmi Işık Efendi) buyurdular ki; (Hiç kimse şahsen, kendi kendine kurtulamaz. Çünkü dünya [dünyada Allahü teala için olmayan her şey] bir sarmaşık otu gibidir. İnsanın her tarafını sarmıştır. Bundan ancak bir Allah c.c. adamını tanıyan kurtulabilir.)  Böyle bir mübarek zatın kendisine kavuşmak çok büyük bir nimettir. Böyle zatlar hayatta değiller ise, veya var da onlara rastlanılmamışsa; bunların yazmış oldukları kitapları okumak da insanı kurtarır.

Allah c.c. adamları insanın kalbine hitap eder; zira onlar kalp hastalıklarının mütehassıslarıdır. Malum, insanın bir aklı var, bir de kalbi var. Akıl ayrı bir dünya, kalp ayrı bir dünyadır. Akıl tıbbiye okur doktor olur, hukuk okur avukat olur, mühendislik okur mühendis olur; inşaat yapar vb.

Kalp ise, ayrı bir olay; onu Allahü teala kendisi için ve muhabbet (sevgi) mahalli olarak yarattı.

İnsan bir kitabı okuduğu zaman ondan iki şekilde etkilenir. Ya istifade edilir veya onunla insan zehirlenir. Aklına, aklının istediği kadar bilgi doldurabilirsin. Akıl buna müsaittir.

Kalp ise ayrı bir dünyadır; o, böyle mübarek bir zata veya kitabına muhatap olduğunda, mutlaka etkilenir. Kişi, bu etkilenmeyi anlar. Yani o mübarek zattan ve kitabından kalbine feyz (nurlar) aktığını hisseder. Nasıl mı? Kişinin kalbinde dünyaya karşı soğukluk meydana gelir; Allahü tealaya ve O’nun sevdiklerine karşı ise, muhabbeti artar.

Bakınız sevgili Peygamberimiz aleyhisselam ne buyuruyor: (İyiler, iyilerle beraber olur, mutlu olurlar; kötüler, kötülerle beraber olur, onlar da mutlu olurlar.) Dolayısıyla iyilerle beraber olmak zorundayız. Böyle mübarek bir topluluğun hikmetine bakın ki; bu denli iyilerin içinden bir tanesini Cenab-ı Hakk severse, onun hürmetine hepsini affedip Cennetine koyuyor.

En kıymetli varlığımız olan dinimizi, imanımızı korumak için, iyilerle beraber olmalıyız. Nitekim, sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam; (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) buyuruyor. Arkadaşımız iyiyse, biz de iyiyiz. Arkadaşımız kötü ise, o kötülük bizi yakar. Zira kötülük, iyilikten daha çabuk yayılır. Bundan dolayıdır ki, kötülük daima iyiliğe hakimdir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretlerinin, Mesnevi’sinde buyurduğuna dikkat edin: (Allahü teala, bir kulunun felaketini isterse, onun kalbine bir Allah c.c. adamını beğenmeme hissi verir. Allahü teala, bir kulunun bütün kusurlarını örtmek ve onu affetmek isterse; o kul, başka kulların kusurlarını görmez, onları örter ve asla anlatmaz. Allahü teala, bir kulunun şehadetini isterse, o kulunu Cennetine koymayı murat ederse, onu zar zar inletir; ağlatır ve dua ettirir.)

Zira, Allahü tealanın en ziyade hoşlandığı ibadet, gözyaşı dökerek O’na yalvarmak ve yakarmaktır.

Gözyaşı ile yalvarmakta tezellül, yani kulluk vardır. Tezellül, yerde yuvarlanmaktır.

Hakiki hastalık kalp hastalığıdır. Yani kalbin dünyaya tutulması; dünya sevgisi ile dolmasıdır. Mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmezse, karşılığı ateştir. Ondaki pislikler ateşle temizlenecek; hasta olan kalp ateşle tedavi edilecektir.

Bundan dolayıdır ki, bedene gelen her hastalık, (sabredildiğinde) kalbe şifa verir."

Sevgili okuyucularımdan istirhamım; bir Fatiha ile on bir İhlas suresini okuyup; başta sevgili Peygamberimiz aleyhisselam olmak üzere; yazımızda ismi geçen ve geçmeyen Allah c. c. adamlarının hepsinin mübarek ruhlarına hediye edilmesidir. Cenab-ı Hakk cümlemizi, onların şefaatlerine nail kılsın. Amin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.