Dün Abdülhamid Han bugün Erdoğan!

A -
A +
Türkiye’miz içeriden ve dışarıdan kuşatma altındadır. Geçen asrın başlarında da durum aynıydı. O vakitler; Devlet-i Aliye’miz henüz yıkılmamış ve başında Sultan 2. Abdülhamid bulunuyordu. Sultan da görevi; şeytan üçgeninden devralmıştı. Önceki Sultan, paşaları marifetiyle tahtından indirilmiş ve şehit edilmişti.
İngiltere ve Mason Locaları ile iş tutan mahut paşalar güruhu, 5. Murad’a oynamış ve hatta, kendisini tahta çıkarmalarına rağmen, kendisindeki delilik emareleri yüzünden, sinsi planlarında değişiklik yapıp; Meşrutiyet sözü aldıkları Abdülhamid’in sultanlığını kerhen de olsa kabul etmek zorunda kalmışlardı.
Abdülhamid Han, iç ve dış düşmanlarını çok iyi biliyordu; dünyanın en önemli haber alma teşkilatını kurarak; oynatılmak istenen oyunları önceden öğrenip bozdu. İmparatorluğun dört bir yanında; maddi ve manevi kalkınma hamlelerine girişti. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de (Tıp fakültesi) okuyan her öğrencinin önüne bir mikroskop sağladığı gibi; senenin sekiz ayı kar altında kalan Bahçesaray’ın Arvas medreselerinin kitap ihtiyaçlarının tespit ve temini de sağlanmıştı.
Abdülhamid Han’ın suçu ülkeyi kalkındırmaktı; tıpkı Tayyip Erdoğan’ın olduğu gibi.. O zaman da Sultan, hedef tahtasına oturtulmuş ve başta; sözde dinî ulema olmak üzere, kendilerine aydın süsü veren hainler güruhu el ele vererek; Hilafet makamına ateş püskürüyorlardı.
O gün; Osmanlıya karşı; dışarıdaki bütün şer cephesi birleşmişti: İngiltere, Rusya, Fransa, İtalya.. Düşman kardeşler, ortak düşmana karşı ittifak etmişti.
Bugün de; onlarca senedir yerlerde sürünen bir ülkeyi, dizleri üzerinde ayağa kaldırmak isteyen Tayyip Erdoğan hedefte.. Başta ABD olmak üzere, Rusya, İran ve mahut Batılı ülkeler ile içimizdeki mahutlar; başta sözde dinî oluşum perdesi ardında ‘Paralel yapı’ ve aynı aydın teranesi altında boy gösteren hainler; enva-i çeşit terör örgütlerini üzerimize salarak, Erdoğan’ı bertaraf etmek istiyorlar.
Sultan Abdülhamid’i bertaraf ettiler, Cihan Devleti’mizden olduk. Tayyip Erdoğan’ı bertaraf edip, Türkiye’yi kendi hegemonyalarına almak istiyorlar. Zira, ayağa kalkmış; güçlenmiş ve nizamat verilen değil nizamat veren bir Türkiye’den ödleri kopuyor.
Batılı ve Doğulusu ile tüm emperyalist ülkeler, çok iyi görüyorlar ki; onlarca senedir kanlarını emdikleri mazlum milletler, Türkiye sayesinde uyanıyor ve ağalarına başkaldırıyor. Kendilerince kötü örnek olan Türkiye, bir an önce eski pasif konumuna itilmeli ve bunun için de Tayyip Erdoğan alaşağı edilmelidir!
Bu yüzden; Türkiye’nin birliğine, dirliğine, huzuruna, bütünlüğüne ve hatta varlığına kastedilmektedir.
Şu aziz milletin son 150 senelik serencamına bakın: Sultan Abdülaziz katledildi, Sultan 2. Abdülhamid hal edildi (zorla tahtından indirildi), Sultan Vahdettin vatandan kovuldu, kendilerinin sözde Halife yaptıkları (Halife) Abdülmecit, tüm Osmanlı haneden mensupları ile birlikte ülkeden kovuldu, Başvekil Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşı, makamlarından indirilerek idam edildi ve bundan böyle gelen her yerli ve millî başbakanlar istiskal edilerek, enva-i çeşit darbelere maruz bırakıldı. Süleyman Demirel gibi bir ‘redeocuyu’ bile hazmedememiş ve altı kere gidip yedi kere gelmesine sebep kılındı. Çankaya’ya çıkışı ile çizdikleri karikatürlerde; Atatürk’ün ruhunu penceresinden çıkardıkları aynı yerde Özal’ı öldürdüler. Bir Başbakan (Erbakan), Müslüm Gündüz denilen bir meczubun (!) Fadime Şahin'i ile Kalkancı’nın düzmece senaryolarına kurban edildi.
En son Başbakan ve Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan ise, ona yakın darbeye ve sayısız suikasta muhatap kılındı ve el an da kılınmakta..
İçerideki ve dışarıdaki hainler bilmiyorlar ki: "Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de (hoşlanmasalar da) Allahü teala nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez" Tevbe suresi, 32. Âyet-i kerime meali.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.