Pazar yazıları -53-

A -
A +
Sevgi ilahi bir makamdır. Cenab-ı Hakk onunla kendisini niteleyerek el-Vedud (Seven) diye isimlendirmiştir.  Tevrat’ta Musa aleyhisselama şöyle vahyedilmişti: "Ey Âdemoğlu! Senin hakkın için ben sevenim. Senin üzerindeki hakkım için de sen beni sev!"
Allahü teala sevgili Peygamberine (aleyhisselam) bize şöyle demesini emretti (mealen): "De ki, Allahü tealayı seviyorsanız bana uyun, Allahü teala da sizi sevsin." Ve yine Allahü teala şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Sizden dininden dönen olursa, Allahü teala kendilerini sevdiği ve onların da Allahü tealayı sevdiği bir topluluk getirir." (Maide suresi 54. Âyet meali)
Sevgi; ilahi, ruhani ve doğal sevgi olmak üzere üçe ayrılır. İlahi sevgi Allahü tealanın bizi sevmesi, bizim de O’nu sevmemizdir. Ruhani sevgi, sayesinde sevilenin razı olacağı işlere koşmayı gerektiren sevgidir. Bu sevgide insanda sevgilisi karşısında bir amaç ve irade kalmaz, sadece kendisinden istenilene uyar. Doğal sevgi ise, bütün amaçlarına ulaşmayı hedeflediği sevgidir. Bu amacın sevileni mutlu etmesi veya etmemesi birdir. Günümüzdeki insanların sevgisinin çoğunluğu böyledir.
İlahi sevgi: Allahü tealanın bizi, bizim ve kendisi için sevmesidir. Allahü tealanın bizi kendisi için sevmesi; "Bilinmek istedim, âlemi yarattım, onlara bilindim, onlar da beni bildi" kudsi hadisinde dile getirildi. Bizi ancak O’nu bilelim diye kendisi için yarattı. Bir âyet-i kerimede mealen "Cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım" buyurulur. Dolayısıyla Allahü teala bizi kendisi için yarattı.  
Allahü tealanın bizi bizim için sevmesi ise, kendisini bilmemizi sağlayan amellerle ilgilidir. Allahü teala âlemi kendisini tesbih etsin diye yarattı. Âyet-i kerimede, mealen "Her şey O’nun övgüsünü tesbih eder" (İsra suresi 44. Ayet meali) buyurulur.
Allahü tealanın bizi bizim için sevmesi; Allahü teala bize dünya ve ahiretteki yararlarımızı bildirmiş, bizim için kendisini bilelim ve bilgisiz kalmayalım diye deliller ortaya koymuştur. Sonra, Allahü teala bizi rızıklandırmış ve nimetlendirmiştir. Allahü teala nimetleri ancak kendisiyle nimetlenelim ve O’nunla ayakta duralım diye bizim için yarattı. Bu eksiksiz iyilikten sonra, O’na şükretmeliyiz.
              ***
Leyla, (Leyla! Leyla! Leyla!) diye feryat eden Kays’ın (Mecnun) yanına gelmiş. Kays bir kırbaç almış, kalbinin üstüne tutmuş, kalbinin harareti onu eritmiş. O anda Leyla Kays’a selam verip, "Ben senin sevgilinim, senin göz aydınlığınım, Leyla’yım ben" demiş. Kays, Leyla’ya dönerek şöyle demiş: "Benden uzak dur! Seni sevmek, beni senden uzaklaştırdı!"
              ***
Kudsi hadis: "Benim uğrumda dost olan, benim uğrumda düşman olan kişilere sevgim haktır."
              ***
Hadis-i şerif: "Kişi yaşadığı gibi ölür, öldüğü gibi diriltilir."
              ***
Tasavvuf bütünüyle hikmettir. Çünkü tasavvuf ahlaktır. Bu ahlak, tam bir marifete, üstün bir akla, huzura (gaflette olmamak) ve kendisi hakkında sağlam bir temkine muhtaçtır.
(Not: İşbu yazılar; İbn-i Arabi hazretlerinin (kuddise sirruh) Fütuhat-ı Mekkiyye’sinin 8. cildinden derlenmiştir.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.